Arama

Popüler aramalar

Bu nasıl Galatasaraylılık?

Haberin Devamı

'Ezeli rekabet, ebedi dostluk' klişesinin 'dostluk' kısmının yalan olduğunu nicedir biliyorduk. Lakin son yıllarda bu yalanın yerini ürkütücü bir gerçeğin aldığını görmekteyiz: Ebedi nefret. Bir insanı, bir zümreyi, bir kulübü sevmeyebilirsiniz. Ama bu ona düşman olmanızı da gerektirmez ki... Galatasaraylı Fenerbahçe'yi sevmeyebilir; keza Fenerbahçeli de Galatasaray'ı... Bu gayet doğaldır. İki kulüp taraftarının, ezeli rakiplerinin rakiplerini desteklemesi de olağandır. Fakat yarışın içinde kendi takımın da varken, (velev ki olmasa bile) ezeli rakibim avantaj sağlamasın diye takımının yenilmesini istemenin iler tutar bir tarafı var mıdır? Pazar günü bazı Galatasaraylılar'ın takımlarının Bursaspor'a kaybetmesini arzuladığına şahit oldum. Daha sonra sayılarının bir hayli fazla olduğunu öğrendim (Burada Ali Sami Yen'de takımını çılgınca destekleyenleri tenzih ediyorum). Sırf Fenerbahçe'ye yaramasın diye takımının hedeflerinden vazgeçmesini ve kaybetmesini istemek, nasıl bir taraftarlıktır? Hiç böyle Galatasaraylılık olur mu? Galatasaray değerlerine, ruhuna ne oldu? Her daim gurur vesilesi yapılan o ruh göğe mi yükseldi? 'Benim kaybım rakibimin de kaybı olacaksa; o zaman kaybedeyim' zihniyetiyle hareket edecek kadar gözümüzü nefret bürümüşse, bırakalım topu, formayı, kağıdı, kalemi, medeniyeti filan... Alalım elimize karasabanı, yeniden sürmeye başlayalım toprağı! Yeni baştan çıkalım uygarlık yolculuğuna! Çünkü bu tren çoktan kaçtı!

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Galatasaray dikkat!‘’

28 Nisan 2010, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI