Affetme bizi Zekeriya!

Sevgili kardeşim Zekeriya Güçlü! Bahtı kara ülkemin, kalbi kırık şampiyonu! Sana, daha fazla katlanamadığın için gencecik yaşında terk ettiğin şu yalan dünyadan sesleniyorum. Sesimi duyup duyamayacağını bilemiyorum. Lakin seslenmeliyim. Sen de bilirsin ki, en zor yazı adrese ulaşıp ulaşamadığı bilinmeyen yazıdır. Ancak ne var ki yazılmak zorundadır, bu tür yazılar da... Bu biz fanilerin, siz ölümsüzlere karşı son vazifesidir, borcudur.
Evet, başlıkta da belirttiğim gibi bizi hiç bir zaman affetmemelisin. Araf’ta karşılaştığımız zaman iki elin yakamızda olmalı. Sana yaptığımız kötülüklerin, ihmalkarlıkların hesabını sormalısın bizden. Ben kendi adıma mağfiret dilemeyeceğim senden. Çünkü suçluyum; suçluyuz. Seni anlamadık. Seni sahiplenmedik. Seni yaşamın boyunca yapayalnız bıraktık. Bir başına, kendi dertlerinle, yoksunluklarınla, kederinle... Sana karşı hep riyakar davrandık. Moskova’dan Dünya Şampiyonu olarak döndüğünde boynuna çelenk takarken de sahte bir samimiyetimiz vardı, sana hiçbir zaman gerçekleştirmeyeceğimiz vaatlerde bulunurken de...
Haberin Devamı ›
Haberin Devamı ›
Çalıştın, çabaladın, sesini duyurmak için nafile çırpınışlarda bulundun. Ama başaramadın. Sonunda pes ettin. Çekildin köşene. Boynunu büktün. Mahzunlaştın. Kırıldın hepimize. Küstün hayata. İçindeki o derin kederi, musalla taşının karşısına asılan o devasa posterindeki yüzünde görmek mümkündü. Ama ne fayda! Sen gittin. Bunu sen yaşarken, spor yaparken, hastalığınla boğuşurken görmeliydik. Görmedik. Gözlerimize mil çekildi sanki.
Zaten biz hep böyle değil miyiz? Hasbelkader çıkan değerlerimize sırt çevirmek en büyük karakteristik özelliklerimizden biri olmadı mı yıllardır? O değerler ki, elimizden, avucumuzdan kayıp geri dönüşü olmayan o sonsuz boşluğa yuvarlanınca ancak aklımız başımıza geliyor. Gelse ne olur! Dizlerimizi dövsek, başımızı duvarlara vursak ne çıkar? Nedametimiz, günahımızı hafifletir mi? Sen iyisi mi bize aldırma can dostum! Bırak, kendi sefaletimizle bizi baş başa. Sizleri tüketince nasıl olsa kendi kendimizi de bitirmenin bir yolunu buluruz biz. Bu, sahip olduğu bütün değerlerini hoyratça harcayan bir ulusun değişmez yazgısıdır. Bunu böyle bil. Ve bizi asla affetme! Ruhun şad, mekanın cennet olsun pek kıymetli şampiyonum!..