Arama

Popüler aramalar

Taş ve Kurbağa

Abone OlGoogle News

Öncelikle herkese kısa bir aradan sonra tekrar merhaba. Verdiğim aranın ardından, tekrar yazılarıma kaldığım yerden devam ediyorum. Normalde temmuz ortası diye düşünüyordum ama transferlerin başlaması, takımlarımızın yavaş yavaş sezonu açması, yaklaşan Avrupa Kupası eleme maçları, kısacası sezonun başlamasıyla beraber beklemenin anlamı yok diyerek yeni sezonun ilk yazısına giriştim... Herkese kazasız, belasız, temiz, takımlarımızın bol bol Avrupa başarılarını, çekişmeli giden lig yarışını konuştuğumuz, yazdığımız bir sene olmasını diliyorum…

Haberin Devamı

Uzun yıllardır Türk futbolunun yaptığı en görkemli transfer sezonu başlangıcına tanıklık ettik, hala de ediyoruz diyebilirim. Henüz temmuz başında, Leroy Sane, John Duran, Tammy Abraham gibi futbolcuların seneye ülkemizde oynayacağını bilmek, görmek enteresan. Üçü de gayet iyi transferler, oyuncu olarak, algı ve itibar olarak, nereden bakarsanız bakın, hepsini yapanlara helal olsun. Ama…

Ben muhasebeci değilim fakat ekonomi okudum. Dolayısıyla maalesef aldığım eğitimden bu yana, zihnimin bir kısmı, bir konuya yaklaşırken işin rakamsal boyutunu düşünmeden edemiyorum. İş hayatında ya da genele de yayabiliriz, çok basit bir kural vardır. Onun da halk dilinde yine basit ama şahane yalın bir anlatımı var. Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağa meselesi…

Haberin Devamı

Yukarıda geçen isimlere, benzerlerine bir futbol izleyicisi, tüketicisi olarak sonuna kadar destek veririm, isterim. Sonuçta bunları ben düşünmüyorum. Konu döviz kuru ya da olası bir devalüasyonda takımların ne yapacağı değil. Bu takımlar birer şirket ve futbol devasa bir bacasız sanayi desek yanlış olmaz. Katıldığınız turnuvalarda kazanacağız gelirler matematik hesabında çok önemli bir yer tutmak zorunda. Şu an dünyadaki devasa kulüplerin özellikle bir kısmının eleştirse de FIFA Dünya Kulüpler Şampiyonası’na bu kadar önem vermesinin tek sebebi var; turnuvada dağıtılan 1 milyar dolar paradan maksimum payı almak. Çünkü bunu Finansal Fair Play tablosuna direkt yazabilecekler. Ezcümle madem bu kadar yatırım yapılıyor, Türkiye’de kendi içimizde kavga etmeyi bırakıp, Avrupa kupalarında başarılara, turnuva para ödüllerine odaklanalım. Her sene aynı niyetle sezona başlayıp, ocak gibi müthiş bir kavga başlıyor içerde. Kurtuluş Avrupa istikrarı ve başarısında. Elbette bunu kimse görmüyor, bilmiyor değil. İşine gelmiyor kimsenin…Burada algılar bükülüp, eğilebiliyor. Ama sınırların ötesine çıkınca takke düşüyor kel görünüyor. Biraz saçımızı uzatalım, tıraş yapmayalım, takkenin düşmesinden korkmayalım…

Yeni sezon herkese tekrardan hayırlı olsun.