Arama

Popüler aramalar

Ne, Ne Zaman, Nerede?

Abone OlGoogle News

Çalışma arkadaşlarımızla günlük konuştuğumuz iş grubumuzda, Ali Koç’un TRTSpor’a röportaj vereceğini okuduğumda, son bir kez de olsa, iletişim adına umutlanmak istedim ve Ali Bey’in 7 sene içerisinde en açık, en samimi görüşlerini ve duygularını paylaşacağı bir program olacağını düşünmüştüm. Yanımda konuyla ilgisi olmayan kişilerin bile dikkatini ara ara çeken bir programdı… Çünkü gayet normal; sonuçta konuşan kişi 7 senelik başarısızlığın ardından Fenerbahçe Başkanı olarak, ülkenin en güçlü, zengin ailelerinden birinin üyesi Ali Koç…

Haberin Devamı

Her zamanki gibi, dağ fare doğurdu. Buradan da dönem dönem yazdım, Fenerbahçe’nin her şeyden önce; sahayı, zemini, hakemi vs. bırakıp iletişimini ve aslında haleti ruhiyesini değiştirmesi gerek diye. Adeta neden bunun olması gerektiğini gözler önüne seren bir 2:30 saatlik program oldu. Ne söylediğinizin, ne zaman söylediğinizin ve nerede söylediğinizin çok önemi var. Divan Kurulu’nda divan üyelerine veya kongrede üyelere konuşur gibi, TRTSpor’da, tüm bu başarısızlık üstüne bu şekilde taraftarla iletişim kuramazsınız. Kendi içinizde ve yönetiminizde yaptığınız tüm hesaplaşmaları, ödemeyi düşündüğünüz veya ödediğiniz tüm bedelleri, direkt lafı eğip bükmeden taraftarla paylaşmanız gerekirdi. En önemlisi de eğer devam etmeyi düşünüyorsanız diyelim, taraftarı 5-6 tane üst düzey oyuncu alacağım diye ikna edemezsiniz. Ali Bey iş hayatında eminim çok ciddi iletişim profesyonelleriyle çalışıyordur, iletişimin öneminin farkındadır ve gerekli değeri veriyordur. Ancak Fenerbahçe başkanlığına baktığımda, ya çevresinde çok kötü iletişim uzmanları var ya da iletişimin niteliği ve niceliğine hiç dikkat etmiyor, önem vermiyor. Güncel durumdan bu kadar kopuk ne kadar devam edebilir açıkçası emin değilim…

Haberin Devamı

Yeminimi Bozuyorum…

En son kendisini yazdığımda bir daha ne olursa olsun tekrar burada yer vermeyeceğime söz vermiştim. Fakat öyle bir açıklama yaptı ki, maalesef içimdeki adalet, nezaket, rekabetin saygınlığı gibi birçok değeri sarsınca mecburen bu duygularımı bir yere akıtmam gerekti. O yüzden yeminimi bozuyorum ve Metin Öztürk’ün son açıklamalarını tekrar ve umarım son kez kınıyorum. Trabzonspor maçından sonra yaptığı açıklamayı görünce gerçekten inanamadım. Kendisi ve açıklamaları çok uzun süredir Galatasaray’a yakışmadığı gibi, şimdi de bu bence utanç verici açıklamalarına Trabzonspor’u içine alarak devam etmiş. Maçtan sonra Metin Bey şu cümleyi kullanmış; “Türkiye’nin en büyük iki kulübü Çarşamba günü bir final oynayacak..” Şimdi bu cümleye baktığımda gördüğüm birçok şey var da, bazılarını sıralayalım…Neler diyebiliriz böyle açıklama yapan birine bir bakalım…

  • Rakiplerine saygı duymuyorsun,
  • Neredeyse kompleks seviyesinde Fenerbahçe’ye takılmış durumdasın, (Kaldı ki bu Galatasaray’lıların Fenerbahçe yönetimi için en çok eleştirdiği durum)
  • Başka kulüplere laf etmek için, bir başka kulübü açıklamalarına alet ediyorsun,
  • Nezaketin ve rekabetin saygınlığını yerle bir ediyorsun,

Daha da sayarız, uzatırız ama ben burada bırakayım. İletişim tarafında en konuşmaması gereken kişi, her Galatasaray maçından sonra kulübün iletişimini ve açıklamalarını yönlendiriyor. Anlamak mümkün değil…