Arama

Popüler aramalar

Nakavt

Abone OlGoogle News

Bahanesi, senenin ilk maçından eline koz olarak verilen bir teknik adam, sürekli rakibi üzerinden iletişim ve algı çalışmaları yürüten bir yönetim, tüm bu ortamda belli bir süre kalitesiyle camiayı yarışta tutan bir oyuncu grubu…

Haberin Devamı

Tüm bunlara biraz uzaklaşıp baktığımızda, dünkü sonucun faturasının nasıl ödenmesi gerektiği açık ve net. Fenerbahçe’de topyekün bir zihniyet değişikliğine, hava değişikliğine ihtiyaç var, hem de en acilinden. Bu sene hiçbir İstanbul derbisini kazanamayan, bırakın kazanamamayı sadece bir kere berabere kalabilen ve ligde, dişli diyebileceğimiz ilk 6’da yer alan takımlara sürekli puan bırakmış bir teknik adam, dünkü maçtan sonra çıkıp baş edemeyeceğimiz bir yapı var diyorsa Fenerbahçe yarışmaktan, mücadele etmekten pes etmiş, vazgeçmiş demektir. Benim jenerasyonumda Fenerbahçe demek; Kadıköy baskısı ve kazanılan derbiler, camia ve taraftar olarak güçlü, başarısızlığa tahammülü olmayan bir kulüp demekti. Fenerbahçe’nin önündeki en büyük tehlike, kaybedilen şampiyonluklardan ziyade kaybedilme ihtimali her geçen sene artan, büyük takım ve bildiğimiz Fenerbahçe kimliğidir. Bugün sadece bunu konuşmak gerekir. Fenerbahçe çok büyük bir camiadır, birkaç kişiye muhtaç olmamalıdır, alternatif seslerin ivedilikle kamuoyu önüne çıkıp camiaya bir yol daha var dedirtebilmelidir. Aksi halde geri dönülmez bir yola girildiğine dair emareler hızla artmaya devam edecektir.

Haberin Devamı

Söyleyecek Sözü Olanlar…

Bu sene Beşiktaşlılar için de çok enteresan bir seneydi. Adeta bir lunapark treni içindeymiş gibi yaşadılar. Çok büyük maçlardan çok büyük galibiyetler, rahat geçmesini bekledikleri maçlardan da akılalmaz yenilgiler aldılar. Ama söyleyecek sözleri var…Galatasaray’ı ve Fenerbahçe’yi iki kez yenmek, hem oyuncu grubu hem de yarısında payı olan Ole için çok şey ifade eder. Bir sonraki sene için özgüven demek, taraftar için kredi demek. Bu sezon için geriye dönüp baktıklarında gurur duyacakları 90 dakikalar fazlasıyla mevcut. Seneye için iddialı olacaklardır.

Kilometre Taşı…

“Bir şeyin gelişiminde/sürecinde gerçekleşen çok önemli bir aşama veya olay”.

Herhangi bir oluşumun, kurumun, kulüplerin, devletlerin bile geriye dönüp baktıklarında “kilometre taşı” olarak tabir edeceği olaylar vardır.

İşte Galatasaray’ın 25. şampiyonluğu da tam olarak bir kilometre taşı. Direkt Şampiyonlar Ligi geliri, satılacak yeni 5. yıldızlı ürünler, tahminen alınacak 2-3 tane bayrak oyuncu…13. bitirilen sezondan sonra kurulan omurganın elde ettiği üst üste 3 şampiyonluğun kıymeti çok büyük. Bunu Türkiye’de en son 26 sene önce 98/99 sezonunda Fatih Terim’in Galatasaray’ı gerçekleştirmişti. Artık bunu sürdürülebilir başarıya dönüştürmek, Galatasaray’ı yönetenlerin boynunun borcudur. Bu sene, ilk Avrupa maçı eylül ortasında ve haziran başındaki Dünya Kulüpler Kupası’nı saymazsak büyük bir turnuva yok. Galatasaray’da hiçbir transfer kampa yetişmez ama bu yaz farklı olmalı. Çünkü seneye hiçbir Galatasaray taraftarı ligde yapılacak 10-15 maçlık seriye bakmaz, takım Avrupa’da ne kadar ses getirdi ona bakar. Bunu sağlamanın yolu da sezonu oynayacak çoğunluk kadronun temmuz sonu kurulmuş olmasından geçer. Tek bir şey için, gerekirse son ana kadar beklenebilir, onun adını, sanını, her şeyini biliyorsunuz zaten…Rüya gerçeğe dönüşecek mi hep birlikte göreceğiz…

Haberin Devamı