İğne İpliğinde İki Cambaz

Abone OlGoogle News

Her hafta aynı tansiyon, her hafta aynı gerginlik…Hakemler, açıklamalar, bir de üzerine transfer dönemi spekülasyonları, çalımları vs. Tüm bunların karmaşası ve bağırış çağırışından uzaklaşıldığında görülen bence çok net bir resim var; iki takım da her hafta çok kırılgan bir şekilde maçlarına çıkıyor ve mental olarak ilk puan kaybeden, çok büyük düşüş yaşayacak diye düşünüyorum. Dün Fenerbahçe maçının ilk yarısı biterken yönetim istifa sesleri ve çoğu kişinin kafasında bitmiş bir sezon vardı. Ondan önceki gün Galatasaray maçında maçı 1-0 önde götürmenin verdiği stres net bir şekilde takım üzerinde gözüküyordu. İki takım her maçını final gibi oynuyor, çünkü 23 Şubat’taki maça kadar gerçekten de 0 hata yapan en avantajlı şekilde derbiye çıkacak. Bu şu açıdan değerli; derbi haftasına gelindiğinde kaç puan fark olduğu oyunu direkt etkileyeceği için, 4-6-8 puan arasında çok etki farkı var. 4 puan olursa çok gergin bir Galatasaray, 6 puan olursa bence iki takım da beraberliğe yakın bir oyun, 8 puan olursa da çok gergin bir Fenerbahçe izleyeceğiz.

Haberin Devamı

O haftanın psikolojik olarak nasıl geçeceğine, iletişim tarzlarına, dillerine kadar etkileyecek bir şeyden bahsediyoruz. Fikstüre bakıldığında o maça kadar tartışmasız daha zor fikstür Galatasaray’da. Antep ve Rize deplasmanları, Türkiye’de hangi sezon, hangi mevsim oynanırsa zordur. Fenerbahçe’nin nispeten kolay gözüken fikstürünü, avantaja dönüşmesi için, çıkıp sahada oyun olarak bir şeyler göstermekten geçiyor. Hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyor ve Fenerbahçe’nin dün kazanmasına rağmen ve bence haftalardır oyunu şampiyonluk oyunu değil. Galatasaray’ın da oyun gücü çok düştü ama 6 puan önde, o yüzden limitini zorlaması ve fazlasını yapması gereken takım Fenerbahçe. Ben ligin sonunun geçen senenin sonuna benzeyeceğini düşünüyorum. Transferler sonrasında tekrar konuşuruz, değerlendiririz ama Galatasaray’ın artan yorgunluğu ve stresi, Fenerbahçe’nin en azından mücadeleyi arttırması ve transferlerde önden ve agresif davranması yarışı dengeleyecektir. Biliyorum kamuoyu ve toplum olarak yapamayacağız ama keyfini çıkaralım…

Haberin Devamı

Sosyal Medyada da Örnek…

Göztepe Futbol Takımı, hocasıyla, yönetimiyle, yönetim anlayışıyla, stadıyla, transfer politikasıyla, taraftarıyla imrenerek, hayranlıkla izlediğim bir kulüp. Dünkü maçta tamamen gençliklerine kurban gittiler, şahane bir ilk yarı, sonrasında sadece oynayanları değil herkesi paralize eden bir 10 dakika ve bir daha ilk yarıdaki ritmi bulamayan genç bir takım. Ama net bir şekilde galiptir bu yolda mağlup. Bence Göztepe, kendi şartlarını, bütçesini göz önünde bulundurursak ligin en iyi futbol oynayan takımı. Burada Eyüp ve Samsun’un da hakkını vermek lazım ancak naçizane totale baktığımızda Göztepe bir adım önde. Üzgünüm ama Galatasaray ve Fenerbahçe’yi büyük maaş ve bonservis ödedikleri topçular yürütüyor. Oyun olarak Fenerbahçe sezon başı hariç pek yok, Galatasaray da Bodrum maçından beri ciddi düşüşte. Konumuza dönelim... Göztepe’nin özellikle iletişim tarafında da hayranlık uyandıran meziyetleri var. Sosyal medya hesaplarına, içeriklerine bir bakmanızı tavsiye ederim. Teknolojiyi sonuna kadar kullanmaya çalışıyorlar ve farklı bir şey yapmaya çalışıyorlar. Zaten başarı bir kulüpte ya da bir organizasyonda baştan aşağı bir anlayış ile geliyor. Göztepe iyi yönetiliyor, çok uzak olmayan bir gelecekte şampiyonluk yarışında bir Göztepe göreceğimize eminim. Yolları açık olsun…

Haberin Devamı

Söylemeden olmaz!

Futbolda küfrün dozu aşalı çok oldu, artık eski ve kurucu başkanlara varan küfürler ediliyor ama her şeyin bir sınırı var ve dün bu sınır Fenerbahçe taraftarlarının ettiği küfürle bence aşıldı. Burada tekrarlamayacağım ama konu kızlara, kadınlara, bir şehrin insanlarına gelmemeli. Futbol bu, bir oyun. Hiçbir şeyden fazla değeri yok, eğlence için var. Stadın üzerinde Atatürk yazan bir takımın taraftarına hiç yakışmadı.

YORUM YAZ