MENÜ

Hedef Kondu, Sıra İcraatte!

Abone Ol Google News

Türkiye, sonunda büyük bir turnuvaya ev sahipliği hakkını kazandı. İtalya ile ortak da olsa, Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapılacak ve bu büyük bir iş. Bu turnuvayı bir mihenk taşı olarak belirleyelim ve futbolumuzu geliştirmek adına motivasyon aracına dönüştürelim. Direkt alakası olan zemin konusunu zaten söyledik, söylüyoruz ama bunun dışında, hakemlerimizin kalitesi, topun oyunda kalma süresi, hem A takım, hem altyapı antrenörlerimizin kalitesi, teknik direktörlerin çorap değiştirir gibi sürekli değişmemesi gibi konuları, bu seneyi saymazsak 8 senelik bir planla düzeltme yoluna artık girelim. EURO 2032 geldiğinde, tam bir futbol ülkesi haline dönüşelim. Konuyla ilgili özellikle iletişim alanını kapsayan iki noktaya temas etmek lazım. İlki, tanıtım videosu… Öncelikle süresi korkunç uzun, belki teknik olarak öyle olması gerekmiş olabilir ama bu kadar uzun bir video yapıyorsanız, izlenmesi için ekstra çaba sarf etmeniz gerekir. Başka bir ülkeyle ortak yapıldığı için birçok karmaşık detay var ama esas anlamadığım futbol hareketleri yerine, basketbol hareketlerinin daha çok olması. Yani birbirine bir şey fırlatan insanlarla dolu video, ayakla yapılan mizansenler çok yetersiz. Konuyu hiç bilmesem, İtalya ve Türkiye basketbol şampiyonası aldı sanabilirdim. Seçilen müziği de pek anlamadım. İki tarafa uyan bir şey bulmak zor kabul ama bu da değil yani. Özetle coşturan, sosyal medyada paylaşım yapılmasını sağlayabilecek kalitede bir şey beklerdim. Uzun zaman sonra böyle bir organizasyonu aldıktan sonra bunun iletişiminde de şov yapmalıyız. Tabi bu ilk günler ve ilk video… Daha birçok içerik oluşturulacaktır ama Türkler üzerinden sosyal medyadaki etkileşim çılgınlığından en çok bizim faydalanmamız gerekirken, biraz sönük başladık bence. Devamı iyi gelir umarım… Bir de Beşiktaş stadı meselesi var, bunun iletişimi konusunda da TFF biraz re-aktif kaldı diyebilirim. Halbuki pro-aktif davranıp bu konunun gündem olacağını öngörüp, Fanatik’in spor servisinde olan bilgiyi önceden kamuoyu ile paylaşabilirdi. Bizimkilerden aldığım bilgiye göre, “Beşiktaş Stadı’nın olmamasının sebebi İstanbul’daki 4 stat arasında kapasitesinin en düşük olması. Ancak TFF bunun karşılığında 2026-2027 yılında oynanacak Avrupa Ligi ya da Konferans Ligi Finali için UEFA’ya başvuru yaptı, başka aday yok, bu 2 finalden biri Beşiktaş Stadı’nda oynanacak.” Yine belki karar eleştirilirdi ancak arkasındaki rasyonel en azından hem kulüple hem de kamuoyu bilgilendirilebilirdi. Kaçan bir iletişim fırsatı da krize dönüşmezdi…

Haberin Devamı

Her Gece Kapkara!

Haberin Devamı

Sosyal medyada büyüklerin maçlarından sonra girin bakın, özellikle Fenerbahçe ya da Galatasaray maçlarından sonra, sürekli bir yerlerde elektrikler kesiliyor ya da maçın oynandığı şehrin ana trafosu patladı sanabilirsiniz! Çünkü her hafta sonu bir yerlerde ‘Kapkara geceler’ oluyor. İki takımın taraftarları arasında, hiçbir şeye katkı sağlamayan aksine gerginlik yaratan ve futbolun değerini aşağı çeken bir algı yarışı var. Bir de bu şöyle yaşanabiliyor, bazen rakip taraftarlar, rakiplerinin maçında gecenin kapkara olduğunu iddia ediyor, bazen de kendi maçlarıyla ilgili bunu yapıyorlar. Türkiye’de bu tartışma bitsin. Romantizmine girmeyeceğim bitmez ama, bu sene dozu fazlasıyla arttı ve sonu pek hayırlı bir yere gitmiyor. Arkadaşlar, bilincim yettiği ölçüde, 97-98 sezonundan beri çoğunlukla takımları, ligi, maçları hatırlıyorum ve şunu bence zaten herkes bir kere duymuştur, ligin sonunda genelde ve bence %98(!) civarı bir oranda ligi hak eden kazanıyor ama sahada hak eden. Yani sosyal medya kapkara gece yaratmakla hiçbir şey değişmiyor. Eğer bir takım hakemle ittiriliyorsa bile bir yerde patlıyor veya hakemle durdurulmak isteniyorsa da bir yerden sonra engel olunamıyor. Bu sene bir de bu algı rekabetinin diğer anlamsızlığı da maç maç örnek vermeyeceğim ama yani hakem konuşulan ya da konuşulmaya çalıştırılan maçlarda çoğunlukla o maç 3 gün oynansa büyüklerin maçları alacağı o kadar bariz ki. Yani gri bir pozisyon, o olsa ne olur olmasa ne olur, maçı büyük takım domine etmiş zaten. O olmasa başka bir pozisyon olacak, varlık bile gösterememiş diğer takım. Çoğunlukla da bu sene özellikle artan güç dengesi yüzünden böyle oluyor maçlar. Özetle, henüz 8. hafta bitti, bunun 18’i, 28’i, hatta belli ki 38’i var. Şimdiden böyle gerilmeyelim, hepimiz çok üzülürüz sonrasında…

Haberin Devamı

Türkiye’de Teknik Direktör Olmak…

Twitter’dan takip ettiğim Burak Manap, geçtiğimiz günlerde çok çarpıcı istatistikler paylaştı. Bunlardan biri, son 10 yılda, liglerdeki teknik direktör değişikliğini gösteren bir sıralama. Tabi ki lideriz, ülkece böyle olumsuz istatistiklerden liderliği asla bırakmayız da… Beni en çok çarpan şey, 2.’yle aramızdaki fark oldu. Biz 260’la zirvedeki yalnızlığı yaşarken, ikinci İtalya 165. Yani her sene başına 10 daha fazla yaşanıyor. Şimdiden, yanlış bilmiyorsam 8 oldu Pendikspor ile beraber. Yorum yapmaya gerek yok, rakamlar her şeyi anlatıyor. Sonra neden antrenörlerimiz kalitesiz, neden oyun gelişmiyor. Nasıl gelişsin, çıksın yöneticiler anlatsın…

Haberin Devamı

 

YORUM YAZ