MENÜ

Hakem’i Bırak (!), Oyununa Bak!

Abone Ol Google News

Sadece Türkiye’nin değil, kadrolar ve ligdeki durum sebebiyle, dünyada futbolla ilgilenen birçok insanın gözü kulağı derbideydi. Maçtan 1 saat önce ilk 11’ler açıklandığında da iki takımın daha top odaklı, oynama üzerine bir kurguyla sahaya çıkacağını düşünmüştük. Hakemin ilk düdüğüyle beraber hemen anladık ki, pazar günü ne hakem, ne topçular, ne de hocalar risk almadan kazasız belasız bu maçı atlatalım düşüncesiyle sahaya çıkmış. Hakemi bırak derken oradaki ünlemin sebebi ise, çalınan 2 dakika başına 1 faul yani toplamda 45 faul ve İcardi – Djiku pozisyonu tabi ki. Ancak derbiyi hakem üstünden okumak doğru değil. Oyunu sürekli durdurması, tempoya izin vermemesi ve bence de aleni penaltı olan bir pozisyonun atlanması tabi ki kritiktir ama bunun yanında sahada neredeyse sıfır risk alarak derbiyi çekilmez hale getiren iki takıma da düşen çok büyük bir pay var. Fenerbahçe’nin isabetli şut çekemediği, Galatasaray’ın da 1 tane isabetli şut çekebildiği bir derbi kabul edilebilir bir senaryo değil. İki takım açısından da bunu söylüyorum, tabi Galatarasay deplasmanda olduğu için oyun stratejisi bir nebze daha anlaşılır gibi duruyor. Fenerbahçe için ise kendi evinde kırılma denebilecek bir maçta, kırmaktan çok, kırılmamaya odaklanmış olması çok büyük bir soru işareti. Özetle hayatımızdan giden bir 90 dakika oldu ve iki takım da kazanmak için hiçbir şey yapmadı. Kararlar maçı etkilese de genele baktığımızda iki takım için de soru işaretleriyle dolu bir derbi oldu. Umarım cuma günü daha eğlenceli bir maç izleyebiliriz. Gelecekte de futbolun daha izlenebilir hale gelmesi için gollü beraberliğe daha fazla puan verilen bir sistem şart diye düşünüyorum.  

Haberin Devamı

Tek çözüm…

Haberin Devamı

Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok, La Liga işim gereği bildiğim ve futbolsever olarak takip ettiğim kadarıyla, en iyi yönetilen ve pazarlama yapılan liglerin başında geliyor. Premier Lig’i, yarış dışı bırakıyorum tabii. Başka ülkelerde yaptıkları organizasyonlar, yayınla ilgili ortaya koydukları kalite derken, Premier Lig’in ardından tartışmasız dünyanın en değerli ve iyi pazarlanabilir liglerinden oldular. Yakın zamanda yeni bir uygulama duyurdular. Bundan sonra VAR diyaloglarının yayınlanacağını açıkladılar. Biz bir kere yaptık, neden düzenli hale getirmeyelim. Yabancı hakem romantizmi bence imkansız, geri dönülemez bir karar olur. Türkiye’de zaten şu ortamda iyi hakem bulmakta zorlanıyoruz, ondan sonra hiç bulamayız. Dolayısıyla çözüm belli, açıklayan diyalogları neyse görelim. Başka türlü güven, saygı geri gelmeyecek gibi gözüküyor. Bunu yapabilmek birçok şeyi temizler, birçok tartışmaların önüne geçer. İkinci yarıda gelecek yarı otomatik ofsayt sistemi ile beraber, bu uygulamayı biz de getirelim, futbolumuzu geri kazanalım…

ALPY…

Neredeyse 2-3 günde bir Türk basketbolu için hepimizi gururlandıran geceler yaşanıyor. Alperen Şengün, Houston Rockets formasıyla inanılmaz işlere imza atıyor ve NBA’de bu sene gündem olması beklenen Wemby’nin önüne geçip, tüm otoriteler ve mecralar tarafından konuşuluyor, paylaşılıyor. Oynadığı oyun ve takımda aldığı rol ile All -Star’ı fazlasıyla hak ediyor, umarım en kötü yedeklerden başlayarak All – Star gecesinde bizi temsil eder. Hala oy vermediyseniz hemen NBA’in resmi internet sitesinden oyunuzu kullanın. Burada beni Alperen’in NBA’deki başarısı kadar mutlu eden başka bir şey daha var. Milli Takım’da belli bir süredir belirsiz olan liderlik ve “go-to-guy” yani kritik anlarda topu kimin eline vereceğimiz konusu bence uzun süre kapandı. Bu çok daha önemli çünkü kimlik bunalımı yaşayan Milli Takım’da artık topu kimin yönlendireceği, kritik anlarda kimin karar verici olacağı konusu açık ve net. Umarım manasız maceralar aranmaz. NBA maçlarında artık iki kişi bazen üç kişi baskı görmesi rağmen bu performansı veren Alpy’nin tartışmasız liderliğinde yeni bir dönem başlar umarım…

Haberin Devamı
YORUM YAZ