MENÜ

Bir Dünya Kupası'nın ve 2022'in Sonu

Abone Ol Google News

Dünya Kupası, seçilen yer ve buna bağlı olarak takvim sebebiyle tartışmalı bir şekilde başladı. Bir de tüm bunların üstüne Netflix’te yayınlanan FIFA belgesiyle tartışmalar tırmandı. Kiralık taraftarlar ve içki konusu başta olmak üzere, organizasyonla ilgili de birçok alanda memnuniyetsizlikler belli bir süre devam etti. Dünya Kupası İletişim Komitesi’nin bu süreçte etkili iletişim aksiyonlarını tam olarak gerçekleştiremediğini düşünsem de, futbolun etkisi ve kupaya olan tutkuyla beraber, çoğu eleştiri yerini zamanla “En iyi dünya kupası bu muydu?” ya da “Artık kış aylarında mı oynanmalı?” gibi sorulara bıraktı. Organizasyonu yerinde takip etmediğim için detaylar konusunda yorum yapamayacağım ancak bu kupa gösterdi ki, önyargılı olmamak ve herkese “ama”’sız saygı göstermek, hiç unutmamamız gereken erdemler. Buna kendimi katarak da söylüyorum, süreçteki yanlışları veya düzeltilmesi gereken noktaları elbet konuşalım ama bunlar da güzelliklerin önüne geçmemeli diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Katar – Ronaldo – Messi – En iyisi?

Haberin Devamı

Hepimizin hatırlayacağı, yıllar sonra sohbetlerde bahsi geçecek bir turnuva oldu. Tabii bunun en önemli sebepleri Ronaldo ve Messi’ydi. İlk olarak Ronaldo’nun Piers Morgan’a verdiği yarı talihsiz yarı samimi röportajı kupanın başına damga vurdu. Burada gazeticilik başarısını tebrik etmemiz gerekirken, Ronaldo’nun da kariyerine ve konumuna hiç yakışmayan bir röportaj olduğunu belirtmeliyim. Ronaldo söyledikleriyle sadece Manchester United’tan gönderilmekle kalmadı, Ronaldo – Messi arasında kalan veya bu anlamda bir tercihi olmasa bile futbolu seven çoğu insan tarafından büyük bir antipati kazandı ve kupanın devamında biraz da futbol başarısına bağlı olarak ortalığı Messi’ye bırakmış oldu. Messi, Dünya Kupası’nı kazandı ve böylelikle her kupayı kazanmış oldu. Tartışmayı da “naçizane” bitirdi. Ronaldo’nun kariyeri, yaptıkları hiçbir zaman tek bir röportaja, maç veya turnuvaya indirgenemez. Benim bu konuda onunla ilgili bir şey dememe de gerek yok, önemi de yok. Ancak büyük futbolculuğun veya sporculuğun sadece saha içinde değil, saha dışında da olması gerektiğini savunuyorum. Geri dönüp kariyerine baktığında, onun için “keşke” diyeceği anlardan biri olacağına eminim…

2022 – 2023?

Futbolumuzda 2022 senesi geride kalırken; Dünya Kupası arasının ligimize iyi geleceğini düşünmüştüm ancak, tansiyon anlamında pek iyi gelmedi gibi gözüküyor şimdilik.

Futbol yönetimi anlamında özellikle iletişim tarafında daha yoğun frekansta bir iletişim çabası görüyoruz. Örnek olarak; hakemle ilgili konuşanlara getirilen cezalar ve bunun öneminin kamuoyuna aktarılması ya da uzatma dakikaları ile ilgili Dünya Kupası’nda uygulanan kurallarının hızlıca hayata geçirilmesi (tempo sorununu tam çözmese de) gibi maddeleri sıralayabiliriz. Tabii bunların hepsi hakem hatalarıyla yerini hala çözülmeyi bekleyen Hakem – VAR meselesine çeviriyor ve bütün çaba boşuna gidiyor. Hakem konuşmayalım diyen de hakem konuşmaya, hakem konuşan da daha fazla konuşmaya başlıyor. Konunun bir adalet arayışı değil de, yapılan olası hataların neden bilinçli yapıldığını düşünmekle ilgisi olması gerektiğini kaçırıyoruz. Ya da gerçekten bilinçli yapılıyorsa bunun çözümünün derinden bir temizlik olması gerektiğini kaçırıyoruz. Bu da bizi şu soruya götürüyor; sorunu derinlemesine çözmeye çalışmadan, sadece adalet diye bağırmak hoşumuza gidiyor olabilir mi acaba?

Haberin Devamı

2022 umarım herkes için güzel geçmiştir, zorlu koşullarda insanoğulu birçok anlamda test ediliyor. 2023’ün herkese önce sağlık sonra huzur ve tüm dünyaya barış getirmesini dilerim. İyi seneler….

YORUM YAZ