MENÜ

Sıfıra sıfır noktası

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Tomas, Burak ve Horak’tan oluşan yepyeni bir geri 3’lü ile oynayan Denizlispor’da, Bülent - Ertuğrul ön liberoluğu üstlenirken, Fatih forvete yakın oyun kuruyor, Timuçin içeriye girerek kah Fatih’e yardım ediyor, kah forveti 3’lüyordu. Oyunun başında rakibini orta sahada karşılayan Diyarbakır, daha çok Niyazi ile sağdan çıkmaya çalışırken Mustafa Keçeli’nin kaptığı toplarla geniş alanda baskın tehlikeler yaratıyordu. Diyarbakır, Cumhur’u sağdan ileri çıkararak, hem bu koridoru doldurmayı hem de Mustafa’yı geride mıhlamayı başardı. Suleymanou’nun elinden kaçırdığı iki yan topta gol vuruşuna kadar yaklaştılar ama hepsi o kadar... Daha sonrasında Denizlispor’un rakip yarı alana çıkarak yaptığı ataklara karşı, misafir takımın geride kümelenip kontraatak arayışları vardi ki, iki takımın da en önemli gol silahlarına uygun bir hücum anlayışı içinde olduklarını söylemek zordu. Ersen’e bütün toplar arkası kaleye dönük ve markaj altındayken atıldı, Sinan sevdiği kontraatak pasını bir kez bile alamadı. Denizlispor etkili bir futbol oynayacaksa kanatları iyi kullanarak Ersen’e çok sayıda yan orta göndermeli. Timuçin gibi topu çabuk ve etkili kullanan bir usta, yaptığı koşuların sonunda mutlaka topla buluşturulmalı: Hücumda top servisi Timuçin tarafından yapılmıyorsa, sorun sistemdedir. Yüzü kaleye dönük olarak hücuma yaklaşan Fatih, bir kaç şut girişiminde bulunmalıydı. Güven’in şut mesafesinden yaptığı önyargılı ve özensiz ortalar can sıkıcı oldu. Diyarbakır, maçın önemli bölümünü yalnızca rakibi tıkayıp hücumu düşünmeden oynadı; soğukkanlı bir antifutbol ile aldığı puandan pek memnun kaldı. Misafir takımda Burhan ve Cem Yanık’ın konsantrasyonu mükemmeldi. Ancak bu maçta futbol, 0-0’ın gerisinde kaldı. Formsuzluğu alenen görülen Hamza Mısır’ın Denizli penaltısındaki ihalleri bile görememesi sonucu etkiledi.

YORUM YAZ