Gelişme yok

Haberin Devamı ›
Maçın başındaki değişim varsayımları, iki teknik direktörün belki oyun anlayışında bir hamle yapmayı deneyeceği yönündeydi. Ancak beklentilerin aksine yaratıcı bir fikir, zaaf giderici bir müdahale gereği duymadan, bildik oyun yapılarıyla oynamayı tercih etmişlerdi. Trabzonspor daha maçın başından itibaren rakibi ileride karşılamak yerine geri çekilmeyi yeğleyince, Vestel Manisaspor hiç de tempo yükseltmeden ileride çoğalma ve ceza sahasına kanatlardan çok sayıda top sokma imkanı buldu, fakat çoğu tehlikeli olmayan bu topları Tolga rahatça kontrol etti. Vestel 3 hücumcu kullanmasına karşın, Reinaldo’nun sol çizgide arkası dönük top alması, Holosko’nun sağ kanattan içeri yaklaşamaması, Rafael’in de illa ki ceza alanının önünde bir pas koordinasyonuna girmeden, yüzünü dönememesi yüzünden Vestel’de kaleye vuruş tehdidi yaşayan belirgin bir forvet yoktu. Şutları Uğur ve Selçuk, yan top tehlikesini Burak’la buldular.Bordo-Mavililer kazandığı toplarda orta sahasını hücuma sokmak yerine bütün hücum işleri Umut-Yattara-Gökdeniz üçlüsüne yıktığı için, geriye 5-6 kişiyle dönen Manisalılar karşısında kaleye bakmakta bile zorlandılar. Mustafa Keçeli’nin çok geciken destek koşularının da hiçbir katkısı olmadı. Yukarılara tırmanmak için öncelikle kuvvetli oyunculara sahip olması gereken iki takımın ilk 4 değişikliğinin, Vestel’in 3 değişikliğinin tamamının taktik hamleler taşımayıp, darbeden kaynaklanmayan sakatlıklar sonucunda gerçekleşmesi dikkate alınmalıdır.Gene de oyuncu değişikliklerinden yararlanan taraf Trabzonspor oldu. Musa ve Ceyhun’un oyuna girmesinden sonra topu geniş alanlara daha rahat taşıdılar, ancak bu kez de uç oyuncularının yorgunluk ve konsantrasyon sorunları öne çıktı. Kaliteli futbol oynanmayan maçtan çıkan belirgin sonuç; eğer takımlar bir maç içerisinde kimlik değiştirebiliyorlarsa, o takımda yerleşik bir istikrarın ve gelişme zemininin bulunduğu kolay kolay söylenemez.