MENÜ

70'lerin ruhu

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Yanal’ın Trabzonspor’daki en önemli başarısı oynattığı futboldan çok, kalesinden hücum hattına, yerli-yabancı takımın en az yarısından çoğunun “yetersiz/ yeteneksiz” oyunculardan oluştuğu ileri sürülürken, tüm oyuncularına çok iyi sahip çıkması, koruması ve yıpranmalarını engelleyerek Trabzonspor’u ne yaptığını bilen bir takım haline getirmesi... Bu olumlu çizginin sonunda Trabzonspor taraftarı da takımı yüklendi, gereken her katkıyı yaparak 70’li yıllardaki Trabzon atmosferini tamamlıyor... Yıllar boyu iç saha maçlarına rahatsız olarak çıkan Trabzonspor, Türkiye’nin gene en korkulan deplasmanı haline geliyor...
Yatara tüm marifetini ilk 30 saniyede iki pozisyon yaratarak gösterip sahneden çekildiğinde, Ankaragücü geri düşmeyerek şanslarının da olduğunu gördü. Ama bir defans kale sahasında da arkaya nasıl adam kaçırır?
De Nigris’in tek başına zorlayarak girdiği pozisyonlar, Trabzonspor’un ne yapıp edip topu ceza sahasına yaklaşmadan kazanması gerektiğini, en azından orta sahanın savunma işlevinden kopmaması ve rakip hücumcuları savunma ile baş başa bırakmamasının şart olduğunu gösterdi...
Yusuf’u alabilseler 2. yarıda 60 gole yaklaşıp hedefe keyifle giderlerdi ancak bu takımdan kimse sanat ya da çok zekice işler beklememeli. 3,5 ay boyunca rakiplerin hepsinden daha tempolu oynamayı başarırlarsa hedefi zorlayacaklar. Ancak 60. dakika tempoyu düşürmek için çok erkendi. Topu rakibe bırakıp oyunun kontrolünü kaçırmalarının bedelini az kalsın ödeyeceklerdi. Galibiyet, piyangodan çıktı...
Hiçbir hakem karşılıklı iki penaltıyı vermeyerek, teraziyi dengelediğini sanmasın: 1-0 öndeki takım ile 1-0 gerideki takımın verilmeyen penaltıları bambaşka öneme sahiptir...

YORUM YAZ