Arama

Popüler aramalar

Unutulmaz!

Abone OlGoogle News

45 artı 9. dakikada Emenike atıyor golü... Evet, yanlış okumadınız, 45 artı 9... Çünkü çıkan olaylar nedeniyle tarihi bir uzatma gelmişti, fakat o uzatmalar bile oynanamadı. Hakem, maçı tatil etti ve bütün oyuncular soyunma odalarına girdi. Asıl gerilim ise işte o an başladı. Saniyeler yelkovanı, yelkovan akrepi kovalıyor; saatler akıp gidiyor; fakat Fenerbahçe kafilesi bir türlü Avni Aker Stadı’ndan çıkamıyordu. Tribünlerdeki gerilim, Trabzon caddelerine taşmıştı; havalimanı yolu güzergahında yeterli güvenlik sağlanamadığı için, Sarı- Lacivertliler soyunma odasında tutuluyordu. Maç, 19.57’de bitmişti. Fenerbahçe kafilesi ise 00.54’te ayrılabildi Avni Aker’den... Aradaki saatler nasıl geçti derseniz... Onu da o dadan biri anlatsın isterseniz;

“Stat içinde yaşanan olaylardan sonra soyunma odasına gittik. Normalde duşumuzu alır, otobüse biner ve uçağa gideriz diye düşünüyorduk. Ama öyle olmadı tabii ki... 15 metrekarelik o odadasaatlerce kaldık.

Biz kalabalığız, oda ise küçük... İçi daralıyor insanın, ama yapabileceğin hiç bir şey yok. Sohbet ettik sürekli. O anlar bizi daha da güçlü yaptı. Odada herkes birbirine söz verdi, herkes yemin etti. ‘Ne olursa olsun, bu yıl şampiyon olacağız’ diyorduk.

‘Büyük bir aile olduğumuzu dosta düşmana gösterelim’ diyorduk. O odada herkes inanılmaz hırslanmıştı. Bazı oyuncular şaşkındı, fakat olayları hemen unuttuk. Çünkü güçlü olmalıydık.”

Tarih, 18 Nisan 2014... Yer, Can Bartu Tesisleri’ndeki toplantı odası...

17 Nisan’da Yargıtay’dan kötü haber gelmiş... Televizyonlarda, gazetelerde, internet sitelerinde hep aynı yorumlar: Başkan Aziz Yıldırım her an cezaevine dönebilir...

20 Nisan’da Beşiktaş derbisi var; Fenerbahçe bu derbiyi kazanırsa, şampiyonluğunu ilan edecek. Fakat iki gün öncesinde moraller alt-üst... Samandıra’da adeta ölüm sessizliği var.

Başkan, adeta ‘veda konuşması’ için gelmiş Can Bartu Tesisleri’ne... Bir sandalyeye oturmuş, karşısında tüm Fenerbahçeli futbolcular, teknik ve idari kadro... Anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor...

“Fermanı verdiler, kalemi kırmışlar zaten. Alın terlerimize ihanet ettiler. Fenerbahçe şike yapmaz, bize kimse para teklif edememiştir. Bu ülkede şampiyonluk değil, Avrupa’da şampiyonluk istiyoruz. Siz görevinizi yapın, şampiyon olun...”

Aziz Başkan’ın bu sözlerine Emre Belözoğlu, 2010-2011 Şampiyonluk madalyasını hediye ederek karşılık vermek istedi.. Ve film koptu o an... Gördüklerimizi değil, orada olanları, orada olan bir dost anlatsın
şimdi;

“Başkan’ı dinlerken, gözlerinden düşen damlaları görüyorduk. Başkan kendisini zor tutuyordu, ama gözyaşlarına hakim olamıyordu. Bizler de ağlamak üzereydik. Aramızda ağlamaktan utananlar vardı. Şundan eminim, herkesin içi ağlıyordu. Hayatım boyunca yaşadığım en duygusal anlardan biriydi. Başkan’a söz verdik;Desteğiniz bize güç verdi. En kötü günümüzde yanımızda oldunuz. Biz de en kötü
gününüzde sizi yalnız bırakmayacağız. Hep sizin yanınızda olacağız.” O gün hüzünden dökülen gözyaşları, bir kaç gün sonra şampiyonluk coşkusuyla sevinçten dökülecekti.. Ve Fenerbahçeli futbolcular
sözlerini tutacak, Aziz Yıldırım’a tarihin en değerli şampiyonluk kupasını hediye edecekti.

İkinci yarının başlarında eriyen fark, yine açılmıştı. Fenerbahçe, tarihin en erken şampiyonu olmak için sahaya çıkıyordu. Sonuçta hedefe ulaştılar. 34 haftalık yarışı, 31. haftada noktaladılar ve Fenerbahçe’nin 19. şampiyonluğuna imza attılar. Bu kadar çok ‘gel git’in yaşandığı, sevinç ile hüznün, barış ile savaşın, öfke ile sükunetin bu kadar birbirine karıştığı bir dönem daha yoktu. Bedenleri 31 futbol maçı kadar yorulmuştu belki ama, beyinleri muhtemelen birkaç sezonluk efor sarfetmişti.Böylesine enteresan bir sezonun ardından akıllarda iki önemli olay kaldı. Kiminle konuşsak, kime sorsak, hep bu iki olaydan bahsetti. Onlar neler mi? Anlatalım...

Tarih, 10 Mart 2014... Yer; Avni Aker Stadı... Bir yanda Trabzonspor, diğer tarafta Fenerbahçe var. İlk yarı bitmeden maç bitti! Sarı- Lacivertli kafile, yaklaşık 5 saat soyunma odasında mahsur kaldı. O anlarda
neler yaşandı?

Tarih, 18 Nisan 2014... Yer, Can Bartu Tesisleri... Aziz Yıldırım karşısına almış bütün teknik ve idari kadroyu, futbolcuları... Veda ediyor sanki! Ne kadar uğraşsa da engel olamıyor gözyaşlarına, futbolcular da
ağlayacak ama...

Haberin Devamı

Arena'da tuzağa düştük!

Bir Galatasaray-Fenerbahçe derbisinden daha çok, bir Felipe Melo-Emre Belözoğlu derbisi yaşanmıştı bu kez... Sonuçta kazanan, Felipe Melo’ydu. TT Arena’da oynanan o karşılaşmayı, Fenerbahçeli bir futbolcu şöyle anlatıyor: “Puan farkı açılmış, Arena’da rakiplere büyük bir darbe indirme fırsatı doğmuştu. Yöneticiler ve teknik heyet, bu maça büyük önem veriyordu. Galatasaray’ın sahasında galip gelerek işi bitirmek istiyorduk. Maçtan birkaç gün önce teknik heyet bizi sürekli uyarıyordu. Aslına bakarsanız, bizler, yani futbolcular da kendi aramızda sürekli konuşup, aynı uyarıları tekrarlıyorduk. Kesinlikle gergin olmayacaktık, provokasyona gelmeyecektik. Defalarca konuştuk, ama nasıl olduysa, Arena’da rakibimiz bizi inanılmaz olaylarla provoke etti. Biz her şeyin futbolun içinde kalmasını isterken; istenmeyen hareketler, istenmeyen derecede sertlik geliyordu rakipten... Sonuçta kartlar havada uçuştu. Evet, tuzağa düşmüştük.Büyük hayal kırıklığı yaşadık. Ancak bunun nedeni sadece kaybetmek değildi. Biz, futbolu sahaya oynayıp kazanmak ya da kaybetmek peşindeydik. Olmadı, çok üzüldük. Bir yandan da şunu anladık; hiç bir rakibi, Fenerbahçe’yi fizik gücü ve kalite üstünlüğüyle yenemez... Bu derbinin de, bu sezonun da özeti budur.”

Haberin Devamı