Sarbi değil Sabri!
Haberin Devamı ›
İngiltere’de 81’de alır oyuna seni teknik direktörün, 87’de çıkartır, sesini bile çıkartamaz, sessiz sessiz soyunma odasına gidersin. Türkiye’de kaptan yapar adam seni. Fakat gününde değilsindir, 68 dakika sabreder ve daha formda bir arkadaşını oyuna alınca çöp tenekesini tekmeler, küfredersin. İngiltere’de o alkışlanır, Türkiye’de bu.
Rakibin Beşiktaş gibi bir devdir. Partnerin kaçak güreşirken; sen, 2 dev stoper, 2 Alman ön libero arasında tekmeye kafanı uzatır, 5 net pozisyon yakalarsın. Fakat karşındaki 1 numara efsaneleşir, bir türlü geçemezsin. Tribünler herkesi alkışlar; seni ıslıklar. Bu ülkedeki mantalite bu: Ter akıtmayacaksın, gol atacaksın!
Pazar günkü haline bakarsanız, Ekvador’da futbolculuk harici her işte çalışmış olmasını normal karşılayabileceğiniz bir adamın, Türkiye Süper Ligi’nde futbolcu olarak görev yaptığını düşünürsünüz. Takımına gol yedirmek için elinden geleni ardına koymayan bu adam, hakeme de ‘delisin’ der, resmen maçla dalga geçer. Sadece Diyarbakırspor kalecisi Espinoza değil örnek; bakın diğer kulüplere de. 80 küsuruncu dakikalarda oyuna girenlerin yarısından çoğu yerli mi yabancı mı?
Her şey kötü değil elbette; Sabri var mesela... ‘Sarbi’lik günlerini geride bıraktı. Herkes Arda’dan, Kewell’dan ve hatta Elano’dan bahsederken hâlâ; Galatasaray’a ‘2000 ruhu’nu geri getiren adam bizce o.. Ve artık sadece maç sonlarında üçlü çektirmek için sahaya çağrılmamalı, maç öncesinde de en büyük alkışı o almalı.