MENÜ

Lefter neden efsane

Abone Ol Google News

Bir cenaze arabası... Yanında iki muhafız var; biri Fenerbahçe diğeri Galatasaray formalı...
Annesi Türk, babası Rum...

Haberin Devamı

Yunan yetkililer, “Bırak Türkiye’yi, gel bizde oyna” dediklerinde, “Hayır, benim yerim Türk Milli Takımı” demiş.

Atina’da kalp krizi geçirdiğinde de, ağzından şu cümleler dökülmüştü: Beni vatanıma götürün...

Türkiye Futbol Federasyonu ve 4 Büyük kulübün yetkilileri, “Deplasmana taraftar götürülmesin” anlaşması yaptı ya! Bakın, o cenazede Kadıköy’de Fenerbahçelisi de vardı, Galatasaraylısı da, Beşiktaşlısı da, Trabzonsporlusu da...

Bazı insanlar vardır, yaşarken hayat dersleri verir, öldüklerinde unutulur giderler.
Bazı insanlar vardır, yaşamları tatsız tuzsuzdur, ürettikleri her şey öldüklerinde değer kazanır.

Lefter Küçükandonyadis gibileri vardır bir de... Hayatları boyunca bir tek maçını dahi izlememiş binlerce insanı toplar etrafına; yetkili yetkisizlerin düşmanlık tohumları ektiği futbol dünyasına ‘barış’ denilen şahane duyguyu getirir bir gün, bir saat dahi olsa. İşte onlara EFSANE denir...

Haberin Devamı

13. Cuma; Lefter gibi Rauf Denktaş’ı da aldı aramızdan, Aslı Nemutlu’yu da... Biri futbolun Ordinaryüsü; biri bir ülke kurucusu, Toros’u; diğeri ise 17 yaşında gencecik bir filiz... Ölüm Allah’ın emri ve kaçınılmaz son elbette. Her ölüm erken ölüm, bu da bir gerçek. Fakat asıl üzen şu; Lefter ve Denktaş’ı hak ettikleri gibi uğurladı bu ülke... Peki ya Aslı’yı?

Kayak Federasyonu Başkanı; bir yandan ‘bu spor da tüm diğer sporlar gibi tehlikeye açıktır’ diyor, diğer taraftan ‘antrenmanda sağlık ekibi bulundurmak gibi zorunluluğumuz yok’ diyor. Her ikisi de doğru olabilir, maalesef elimizdeki en büyük doğru, Aslı artık yok... 17 yaşındaki bir filizi toprağa uğurlamışız, şimdi herkes ‘ben masumum’ derdinde... Diyelim ki hepiniz masumsunuz, Aslı geri mi gelecek? Daha da dramatik olanı: Kıyamet koptuğunda Aslı’nın ölüm nedeni olarak hangi kütük hesap verecek?

Burak Yılmaz... 21 gol, 4 asist... 20 haftanın 17’sinde oynayabilmiş üstelik.
Halil Altıntop... 3 gol, 1 asist... O ise 20 haftanın 18’sinde görev almış.
Trabzonspor, 32 gol atmış toplam...
Henrique’nin 2; Celutska, Colman, Volkan Şen, Pawel Brozek’in 1’er golleri var. Kalan 2 golden birini rakip oyuncu atmış kendi kalesine, diğerini henüz ilk Avni Aker macerasına çıkan Olcan Adın...

Televizyonlarda son moda HD yayın ya... Trabzonspor’da da HB yayın moda! Halil ve Burak iyiyse görüntü cam gibi. Fakat Güneş’in asıl düşünmesi gereken; onların yokluğundaki Trabzonspor.

58. madde değişmemeli... En başından beri savunduğumuz şey bu... Kulüpler Birliği’ndeki yalancı kavgalar ise sürüp gidiyor. Bir kısım ‘değişmeli’ diğer kısım ‘değişmemeli’ diyor. Duyumlarımıza göre; 26 Ocak’taki genel kurulda ‘değişme’ ihtimali çok yüksek... Fakat Aziz Yıldırım geçtiğimiz günlerde ‘Değişmesin’ dedi. Galatasaray en başından beri ‘gereken yapılsın’ diyor ve bu konuda en dik duran kulüp onlar...

Her şey tamam, ama avukat aracılığıyla TFF’ye ‘ihtarname’ göndermek şık olmadı. Sonuçta her gün her saat buluşma şansınız var, her dakika toplantı yapabilir, her an isteklerinizi-şikayetlerinizi iletebilirsiniz. Galatasaray’ın haklarını savunmak elbette bir numaralı göreviniz; fakat avukat aracılığıyla ihtarname, TFF’ye ‘size güvenmiyoruz’ anlamını taşımaz mı? Eğer güvenmiyorsanız, neden bugüne kadar sürekli temas halinde oldunuz?

Haberin Devamı

Adnan Öztürk, şüphesiz ki Galatasaraylılar’ın şu sıralar çok sevdiği bir yönetici.. Ve en başta da söylediğimiz gibi, kulübünün haklarını ailesinden çok düşündüğü de gerçek. Şahin olmak şart, üstelik bu ortamda... Fakat yeri geldiğinde ve ara sıra... Sürekli Şahin kalırsanız doğrularınızın azalma ihtimali var. Atalarımızın dediği gibi, keskin sirke küpüne zarar...

YORUM YAZ