MENÜ

Düşmanı alkışlamak!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

6 Kasım 1986’da geçti Manchester United’ın başına... Tam 26 yıl önce... Kariyerinde 48 kupası var, 37’si Manchester ile birlikte... 2 bin 665’i Manchester’da olmak üzere toplamda 3 bin 912 maçta takımını yönetti. Yürüyen bir tarih, konuşan bir efsane.. Ve halâ malzemesini taşıyor takımının! O kadar malzemecisi varken hem de... Alex Ferguson’u Sir yapan budur işte...

Valencia altyapısından yetişti. İspanya’da her yıldız, oradan yetişir zaten! Altyapıdan A takıma çıktı, yıllarca oynadı, 2010’da Manchester City’ye gitti. Valencia ile Kral Kupası’nı kazandı, Manchester City ile Federasyon Kupası, İngiltere Premier Ligi ve Community Shield’i aldı. İspanya Milli Takımı ile 2010 Dünya Kupası, 2008 ve 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası, 2004 19 Yaşaltı Avrupa Şampiyonası sevinci yaşadı.
Salı gecesi, Bernabeu’da Real Madrid’e karşı oynadı. İyi de oynadı. Hocası onu oyundan aldığında, tribünlerdeki 85 bin Real Madrid taraftarı O’nu ayakta alkışladı. Hayatındaki tek Real Madrid anısı, seçmelerine gittiğinde ‘cılızsın’ diyerek gönderilmesi olan o adam, David Silva...

Sadece İspanyol Milli Takımı’nın bir parçası olduğu için onurlandırıldı. İspanya’yı son dönemde futbolun zirvesine çıkartan sahadaki yıldızları kadar; tribündeki bu büyük taraftarıdır. Çünkü sadece futbolcuyla olsaydı bu iş; Brezilya her Dünya Kupası’nı kazanır, Manchester City son 5 yıl kimseye kupa kaptırmazdı...

Avrupa’dan iki örnek size... Sıcak sıcak... Bir de bize bakalım...

Milli maçta attığı gole sevinmeyen Selçuk İnan... Milli maçta atılan gole sevinmeyen Hamit Altıntop... Milli maçta atılan gole sevinmediği için Hamit’i paylayan Emre Belözoğlu...
Buldukları her mikrofona konuşan, her konuştuğunda kavgayı körükleyen yöneticiler...
O yöneticiler yüzünden birbirinden nefret eden taraftarlar...

Şeyh Edebali, Osman Bey’e nasihat eder... 1299 yılında... Üç kıtaya nam salan, 600 yıllık büyük imparatorluğun kurulduğu yıl, o büyük imparatorluğu kuran Osman Bey’e...
Haddimiz olmasa bile ricamız olsun... Selçuk da Emre de Hamit de... Aziz Yıldırım da Adnan Öztürk de Sadri Şener de... Galatasaraylı da Fenerbahçeli de Beşiktaşlı ve Trabzonsporlu da bu nasihatlerden pay çıkartsın.

Ey Oğul!
Beysin...
Bundan gayrı öfke bize; gönül almak sana...
Suçlamak bize; katlanmak sana...
Acizlik bize; hoş görmek sana...
Kem göz, şom ağız bize; bağışlamak sana...
Üşengeçlik bize; gayretlendirmek sana...
Bölmek bize; bütünlemek sana...
Çatışma, geçimsizlik, anlaşmazlık bize; adalet sana düşer...

Ey Oğul!
Beysin... Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın...
Ancak, bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen;
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener...
Sabretmesini bil; vaktinden önce çiçek açmaz...
Açık sözlü ol; her sözü de üstüne alma...
Sevildiğin yere sık gidip gelme...
Ananı, atanı say: Bilesin ki; bereket büyüklerle beraberdir...

Oğul! Üç kişiye acı;
Cahiller içindeki alime,
Zengin iken fakir düşene,
Hatırlı iken itibarını kaybedene...
Şunu da unutma! İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın...

Ey Oğul! Yaşça, bilgice senden büyük olabiliriz...
Ama Sen Bey’sin: Biz senin yanında, senin emrindeyiz...
Bunu bilesin... Lakin Unutma!
Yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir...
Haklı olduğuna inanıyorsan mücadeleden korkma: Yılgınlık gösterme...
Bilesin ki! Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler!
Yolun uzun, işin çetin, yükün ağırdır...
Allah yardımcın olsun.

YORUM YAZ