Birkaç iyi adam!
Haberin Devamı ›
İstanbul’da sel, Zonguldak’ta göçük, Hakkari’de terör... Kâbus gibi bir haftayı geride bıraktık, onlarca ‘anlamsız ve zamansız’ ölüme ağladık. Televizyonlara bakıyorsunuz; feryat eden insanlar, kızının balçıktaki cansız bedenine ulaşabildiği için sevinen ana-babaları görüyorsunuz. Gazeteleri açıyorsunuz; bir hiç uğruna ölen o insanların acılarla yazılmış hayat öykülerini okuyorsunuz. ‘Ecelle ölüm’ mucize artık bu ülkede sanki.
Ancak hayat devam ediyor. Hem de nerede bırakmışsanız, tam oradan... Acıların kolay kolay dinmeyeceği gerçek, ama hayatımızın bir bölümünde de olsa ‘iyiler’den konuşmaya başlamamız da şart.
İşte bu duygular içinde bugün bu satırları Süper Lig’in 5. haftasındaki ‘iyilere’ ayırıyoruz.
***
Öncelikle derbideyiz. 90 dakika içinde neler yaşandığını hepiniz biliyorsunuz; Galatasaray, Beşiktaş’ı 3-0’la geçti, yarıştaki fark henüz 5. haftada 9 puana yükseldi. Ancak bizim değineceğimiz, bu mücadelenin finali... Hakem son düdüğü çaldı ve birkaç dakika önce birbirleriyle korakor mücadele veren iki takım futbolcuları yanyana geldi. Serdar Özkan ile Caner forma değişti; Mehmet Topal, Serdar’dan telefonunu istedi; Nonda ile Ferrari bir İstanbul gecesinde buluşmak üzere sözleşti.
Kimse bir futbol maçına ‘ölüm-kalım’ anlamı yüklemesin artık. Gördünüz işte; Altı üstü bir maçtı, oynandı ve bitti.
***
Onlar için yeni sezon hiç de iyi başlamamıştı. Olimpiyat Stadı’nda ters asılan pankartlar da, taraftarın takımına gönderdiği ‘ince ve düzeyli’ bir protestoydu. Ancak müthiş oynadılar, bu 90 dakikaya bir futbol maçından daha çok ‘bir kimlik savaşı’ olarak baktılar. Oynadıkları takımın büyüklüğü tartışılmaz, ancak kaybetseler ‘büyük takımın küçük futbolcuları’ ilan edileceklerdi. Belediye’ye 6 gol atarak ‘küçük’ olmadıklarını kanıtladılar. Onlar rahatladı, İstanbul devlerinin aklı karıştı! Egemen’e ayrı bir parantez açılmalı; küllerinden doğdu, bir kaptana yakışanı yaptı, yeniden varoldu.
***
Puan cetvelinde Galatasaray ile Fenerbahçe aldı başını gidiyor. Peşlerinde Eskişehir var, Manisa var, Diyarbakır var. Rıza Çalımbay, Mesut Bakkal ve Ziya Doğan’a önce tebrik, sonra alkışlar...
***
NOT: Mustafa Sarp da bu yazıdaki ‘iyiler’ arasında yer alacaktı. Ancak Orhan Yıldırım’ın köşesinde okuduklarımız nedeniyle maalesef auta çıktı.