Arama

Popüler aramalar

Aysal'ın yapamadığını Fenerbahçe yapabilir

Her açıdan dramatik bir haftayı geride bıraktık... Bahsettiğimiz ne Beşiktaş’ın durumu ne de Galatarasay’ın!
Fenerbahçe ve Trabzonspor kazandı; zirvedeki amansız yarış devam etti. Ancak onları yarışın içinde bırakan bu galibiyetler, rakipleri Konyaspor ve Kasımpaşa’yı büyük ihtimalle Bank Asya’ya yolladı. Zaten Beşiktaş ve Galatasaray’ın içinde bulunduğu durum hiç de dramatik değil ki!

Haberin Devamı

Baksanıza; Beşiktaş Başkanı ve yöneticileri halen, ‘kıskanılacak bir takım yarattıkları ve herkesin bu nedenle kendilerini çekemedikleri’ inancında...

Bu durumda Bernd Schuster’i kim, hangi hakla suçlayabilir ki! 92’inci dakika 30’uncu saniyede Guti’yi çıkartıp Ernst’i oyuna almasını, ‘daha kötü bir durum yaşanmaması’ sığlığıyla yorumlayan Sayın Schuster; ya Beşiktaş Kulübü’nün büyüklüğünün farkında değil ya da puan cetveline inanmıyor! Kendisine hatırlatmakta fayda var: Beşiktaş; Fenerbahçe ve Trabzonspor’un tam 21 puan gerisinde... Küme düşme hattındaki Bucaspor’un ise sadece 15 puan önünde...

Galatasaray cephesinde de durum çok farklı değil... Adnan Sezgin gitti, ama Gheorghe Hagi duruyor ve Hagi geldiği günden bu yana olduğu gibi halen çok kolay gol yediklerini, bu maçı bir kez daha izleyip analiz edeceklerini söylüyor. 86. dakikaya 2-1 önde giren koskoca Galatasaray’ın hakemin bitiş düdüğüyle birlikte 3-2 mağlup oluşunu bu kadar basit sözlerle ifade ediyor. Fakat hiç kimse de bu sonucu, onun yaptığı değişikliklerin doğurduğunu sormuyor. Suç onun değil nasıl olsa! Galatasaray’ı aylardır çalıştıran da Hagi değil ya!

Haberin Devamı

Zaten, “Ne düşünüyorlarsa bana erkekçe söylesinler” dediği gün birileri kendisine bir şeyler söylemediğinde haklı çıkmıştı Hagi... İşte bu nedenle bir suçu yok, tıpkı daha önceki gelişinde de Galatasaray’ı düşürdüğü durumda hiçbir suçu olmadığı gibi...

Suç onda değil, suç ona bir kez daha güvenen; misyonu sadece Türkiye değil Avrupa’da da başarılar kazanmak olan Galatasaray’ı yönetenlerin bir Fenerbahçe beraberliği nedeniyle Hagi’yi kahraman ilan etmesinde... Aylar önce Kadıköy’de alınan golsüz beraberlik sonrasında Florya’da yaşanan bayram ve Hagi’ye yapılan övgüler; bugünleri hazırlamıştır.
Biz bakın o gün neler yazmışız...

“Kadıköy’de Galatasaray formalı adamlar, giydikleri formanın ağırlığını kalplerinde hissederek oynadılar ve aleyhlerinde yapılan onca ‘saldırıya’ karşı dimdik ayakta durdular.
Fenerbahçeli adamlar ise vurdumduymaz tavırları ile taraftarlarına saçbaş yoldurdular ve Galatasaray’a galibiyetten çok daha önemli bir sonuç aldırdılar.
Derbinin bize göre özeti buydu. Ancak gelmek istediğimiz nokta başka...

Geçen hafta ne yazmıştık: Adnan Polat büyük bir yol ayrımında... Ya bu sezonu siler, Rijkaard’la bitirmez temizliği ve tertemiz yapar ‘saray’ın içini... Ya da halının altına iter tozları ve bir gün yine acı gerçekle yüzleşir.”

Zaman, temizlik zamanıdır şimdi.
Başkan Adnan Polat, Florya’ya gitmeli ve Kadıköy’de ‘onurlu bir mücadele’ verdiklerini ifade eden futbolcularına, geride kalan 8 haftanın hesabını sormalıdır.

O 8 haftada ‘onurlu bir mücadele’ vermemiş midir Galatasaraylı futbolcular?
Rijkaard’lı o 8 haftada saçmasapan işler yapan futbolcular, 3 kez idmana çıktıkları Hagi yönetiminde nasıl bu kadar başarılı oldular?

Haberin Devamı

Kamera gördüğünde kayıt altına aldığı cümleleri tekrarlamaya başlayan Mustafa Yücedağ yalan mı söylüyor?
Mustafa Yücedağ doğru söylüyorsa, ‘Galatasaray’a ihanet eden futbolcular kim?’
Bir Fenerbahçe beraberliğiyle af mı edilecek ‘ihanet’ içinde olduğu iddia edilenler?
Zaman, temizlik zamanıdır şimdi... Galatasaray’ın büyüklüğü kazandığı birkaç puan, birkaç derbiyle ilintili değildir. Galatasaray’ı Galatasaray yapan, değerleridir.. Ve o değerler, yani Galatasaray Cumhuriyeti Anayasası’nın o maddeleri, sonsuza kadar değişmeyecektir. Hem Adnan Polat, hem Gheorghe Hagi, hem Servet hem Ayhan hem de Hakan Balta, bu ilkeleri ezbere bilmelidir!

Bugün de değişen bir şey yok fikirlerimizde... Yine bir Fenerbahçe derbisi geldi, çattı... Galatasaraylı futbolcular, Galatasaray forması giydiklerinin farkına bir kez daha varabilir; Hagi’yi bir kez daha kahraman ilan edebilirler.

Fakat tersi de olabilir! Zamanında temizliği yapmayanlar, Arena’daki bir yenilgi halinde kendi iplerini çekmiş olabilir. Hem de bu kez ne Hagi yeter bu temizliğe ne de birkaç futbolcu...
Özetle; Ünal Aysal’ın Faruk Süren’in Mehmet Helvacı’nın ve topyekün Galatasaray’daki muhalefetin yapamadığını Fenerbahçe yapabilir! Bu, yeteri kadar dramatik değil mi?