MENÜ

Lucescu da kurtarmaz!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bir sezona ne kadar kötü başlanabilirse, o kadar kötü başladı Galatasaray. Kendi kendine çıkardığı Sneijder krizini bir türlü idare edemeyen yönetim, tam da yeni transferlerin gazıyla havaya girmiş camianın üstüne bir anda kara bulutları çökertti. Tarihinde ilk kez Avrupa kupalarına katılan Östersunds’a elenerek, yine tarihinde ilk kez Temmuz ayında Avrupa’ya veda eden Galatasaray’ı bize izleten Dursun Özbek ve kurmaylarının sıradaki hamlesini tahmin etmek güç değil. “Tudor’un arkasındayız” mesajlarının gölgesinde, can simidi olarak Lucescu’ya sarılacaklar. Ancak göreve geldiği günden bu yana, sportif anlamda tek bir olumlu iş yapmadığı gibi, hafızalardan silinmeyecek skandallara imza atan bu yönetimi, 72 yaşındaki Lucescu’nun da kurtarması mümkün değil.

Önce orta saha alınmalıydı

Galatasaray’ı yakından takip edenler için, Östersunds hezimeti aslında sürpriz olmadı. Bruma, Podolski ve Sneijder’den boşalan ön tarafa Gomis ve Belhanda takviyesinin takıma seviye atlatmayacağı zaten belliydi. İşin en kötü tarafı Melo gittiği günden bu yana bas bas bağıran orta saha transferinin hâlâ yapılmamış olması, tam anlamıyla rezalet. Selçuk günden güne geriye giderken, yanındaki Tolga, Süper Lig seviyesinde bile değilken, kanatları Yasin ve Sinan Gümüş’e teslim, bekleri Carole ve Linnes, stoperi Ahmet Çalık olan bir Galatasaray’ın, değil Avrupa’da, Süper Lig’de bile zirve yarışına girme şansı yok.

Tudor’un çapı belli oldu

Eldeki malzeme bu diyerek işin içinden çıkmak da kolay. Ancak Tudor’un teknik direktörlük adına hiçbir gelecek vaat etmediğini de belirtmeden geçmeyelim. Önce üçlü savunma sevdasıyla takımı yarıştan uzaklaştırdı, şimdi de kendisinden önceki hocaların da bir türlü vazgeçemediği 4-2-3-1 sistemiyle umut vermeyen bir oyun oynatıyor. Madem Sneijder’i gönderiyorsunuz, geçin 4-4-2’ye, koyun aslan gibi iki golcüyü öne, alın merkeze iki sağlam adam, Maicon’un yanına da hızlı bir stoper... Galatasaray’ın geçmişine bakarsanız, en büyük başarıları iki forvetli sistemlerle yakaladığını görürsünüz. Örneğin...

■ Hakan Şükür&Arif Erdem ■ Shabani Nonda&Ümit Karan ■ Johan Elmander&Necati Ateş ■ Didier Drogba&Burak Yılmaz

Pazarlamacıdan futbol aklı olursa

Sezon başlamadan önce transferden kontratlara kadar tüm sorumluluğun, futbol direktörü Cenk Ergün’e verildiği açıklandı. Dursun Özbek yönetiminde kimse topa girmediği için, takımı Tudor mu kuruyor, Mehmet Özbek mi yapıyor belli olmadığı için, sorumluluk Cenk Ergün’de görünüyor. 2006 yılına kadar Trabzonspor’un pazarlama yöneticisi olarak çalışan birinin Galatasaray’ın futbol aklı olması, nereden baksanız tuhaf kaçıyor. Sonuç ortada.

Scout ekibinin müthiş keşifleri

Galatasaray’da oyuncu arama tarama ekibinin (scout) başında Emre Utkucan var. Engeli nedeniyle tekerlekli sandalye kullanıyor. Hepimizin birer engelli adayı olduğunu düşündüğümüzde, alkışlanacak, gıpta edilecek bir sorumluluk ve güçlü bir karakter örneği. Ancak o ve ekibinin bugüne kadar bulup kulübe kazandırdığı yetenekler, 26 yaşında 10 kulüp değiştirmiş ve oyun zekası yetersiz Garry Rodrigues ile sol bekte başı kesik horoz gibi gezinen Carole’den ibaret. Dolayısıyla Utkucan’ın görevine saygı duymakla beraber, orada bir revizyon şart görünüyor.

UEFA’dan ceza alsa daha iyiydi

Ünal Aysal dönemindeki harcamalar nedeniyle UEFA, Galatasaray’a Avrupa’dan 1+1 yıl men cezası vermişti. Disiplinin devamı için de 65 milyon Euro’luk maaş bütçesi limiti şart koşuldu. Özbek yönetimi bu limit aşılıp da artı 1 yıllık ceza devreye girmesin diye; Bruma’ya zam yapıp takımda tutmama, Sneijder ile yolları ayırma gibi pek çok yöntem denedi. Sonuç? Galatasaray, Temmuz’da Avrupa’ya veda etti. Vallahi kulüp 1 yıl ceza alsa daha iyiydi. En azından yine suçu Aysal dönemine atıp paçayı kurtarırlardı.

YORUM YAZ