Yılın hareketi

Okan Buruk son haftalarda kazansa da kaybetse de 11’i bozmadı. Nitekim İstanbulspor karşısında da durum aynıydı. Sürpriz yoktu. Cezalı Sacha Boey yerine Dubois sahadaydı. Maçın başından sonuna oyunun hakimi net Galatasaray’dı. Özellikle Oliveira ve Torreira’nın orta sahadaki önderliğinde dar alanlarda oyunlar kurarak rakip sahaya gitmeye çalıştılar.

Direnen İstanbulspor savuması rakibine çok fazla geçit vermedi. Bu yüzdendir belkide Galatasaray en çok ceza sahası dışı ve çevresinden şut çektiği maçı oynadı.

Mütevazi kadrosuyla lige renk katan, Fatih Tekke’nin pozitif oyunuyla büyüklere kafa tutan ve kritik puanlar alan İstanbulspor ise Eze ile etkili olmaya çalıştı. Burada da devreye Nelsson & Abdülkerim ikilisi girdi. İlk yarının sonlarında neredeyse tek kale oynayan, rakibi boğan Galatasaray penaltı kazandı. Icardı kaçırdığı penaltılara nazire yaparcasına topu kaleye füze gibi gönderdi.

İkinci yarıda da bariz Galatasaray üstünlüğü vardı. Çıktığı dakikaya kadar sahanın en iyilerinden olan Rashica’nın yerine oyuna dahil olan Barış Alper fiziksel avantajını kullanarak sağ tarafta etkili oldu. Maçı sonuna kadar hakeden Galatasaray kusursuz bir golle farkı ikiye çıkarttı ve üç puanı hanesine yazdırdı.

Sezon sonu oskarlar dağıtılsa Nelsson’un ikinci goldeki müdahalesi “Yılın hareketi” olarak ödül alır. Bıçak sırtı pozisyonda Kazımcan’ın hatası kendi kalesinde gole dönüşebilecekken Nelsson “Bülent Korkmaz vari” bir vuruşla topu uzaklaştırdı. Maçın kötülerinden Kerem asisti yaparken Icardı son sözü söyledi.

Hakem hataları olmasa haftalar öncesinde şampiyonluğunu ilan edecek Galatasaray sancılı da olsa son 4 haftaya büyük avantajla girdi. Taraftarın deyimine göre sırada “118 yıllık tarihin en önemli maçı (Sivasspor) var”