MENÜ

Liverpool'dan Bayburt'a! Gerçek bir futbol öyküsü...

Abone Ol Google News

Hüseyin Arıkan 90'lı yılların ortalarına doğru iki minik yavrusu ve eşiyle çalışmak için İngiltere'nin yolunu tutar. Liverpool'a yerleşenen ailenin oğlu Onur, tam bir futbol tutkunudur. Hüseyin Amca mesai sonrası Liverpool parklarında futbol oynayan oğulana güneş batana kadar eşlik eder. 8 yaşındaki minik Onur, futbol topuyla yatıp kalkar. Oğlundaki yeteneği gören Hüseyin Amca daha fazla dayanamaz ve Liverpool akademinin kapısını çalar. Daha ilk idman sonrası Onur artık Liverpool'ludur.

Haberin Devamı

Hüseyin amca ve eşinin artık hafta sonu en büyük keyfi Liverpool forması giymeye başlayan oğlunun maçlarını izlemek olur. Futbola forvet olarak başlayan Onur, her maç attığı gollerle babasının fabrikadaki yorgunluğu fazlasıyla alır. Liverpool o dönem alt yaş gruplarındaki oyuncuların daha fazla kaynaşması için bütün aileleri evlerinden otobüslerle alıp maçlara götürürmüş.

5 yıllık çalışma izni sona eren Hüseyin Amca mecrubi dönüş için hazırlanırken Onur'un Liverpool hayalleri de yarıda kalır. Kulüp her sezon alt yapıda 30'un üstünde gol atan Onur'un kalmasını istese de Hüseyin amca ve eşi 11 yaşındaki oğullarını bir başına İngiltere'de bırakmak istemez. Onur ve ailesi 2000'lerin başında İstanbul'a mecburi dönüş yapar. Aile kazandığı parayla Bakırköy'de bir kafe işletmeye başlar. Kafenin müdavimleri ise Galatasaray alt yapı oyuncularıdır.

Haberin Devamı

Kafe telaşına giren aile Onur'un futbol serüveniyle çok ilgilenemez ama Onur biran önce yeniden futbola dönmek için sürekli babasına baskı yapar. Hüseyin amca artık alt yapı oyuncularıyla oldukça samimidir. Onların davetiyle Florya Metin Oktay Tesisleri'nin kapısını çalar. Oğlundan bahseder. Liverpool deyince alt yapı hocaları hemen birgün sonra denemeye davet eder.

Onur, denemeye gideceği günün akşamı haylazlık yaparken ayağına koca çay demliğini döker. Tabi bundan kimseye bahsetmez. Sabaha kadar acılar içinde heyecandan uyuyamaz. Gitmese, ayağına gelen o şansı kaybedecek diye Florya'nın yolunu tutar. 91 grubunun idmanına çıkar. Emre Çolak'lar Cem Sultanlar, dışarıdan öyle herkesin kolay kolay giremeyeceği grupla maç yapar. Maçın sonuna doğru sakatlanır. Kramponunu çıkarmak zorunda kalınca yanık ayağı ortaya çıkar. Hocalar ve babası hayretler içinde kalır. Ancak Onur sakatlanana kadar öyle bir performans gösterir ki alt yapıya girmeyi sonuna kadar hak eder...

1991 yaş grubu Galatasaray'ın şimdilerde çok popüler olan 2000 yaş grubundan önce alt yapıda en iyi dönemi geçiren grup. O yaş grubunun yüzde 90'ı hala Türkiye liglerinde forma şansı bulur. İşte o grubun sağ beki olur Yusuf Onur Arıkan... Recep Yazıcı, Nedim Yiğit, Ali Polat ve ismi aklıma gelmeyen bir çok hocanın emeği çoktur.

2009 yılında profesyonel sözleşmeyi kapan Onur bir dönem Ümit Milli Takım'a kadar yükselir. Taki alt yapıya dadanmış Ali Sapan ile tanışana kadar. Ali Sapan bir dönem Galatasaray alt yapısından çıkan bütün futbolcuların ilk menajeridir. Arda Turan ve Emre Çolak da buna dahil.

2010 yılında Galatasaray'dan Süper Lig ekibi Antalyaspor'a transfer olan Yusuf Onur Arıkan, tek profesyonel destek aldığını düşündüğü Ali Sapan'a güvenerek hiç okumadığı sözleşmeye imzayı atar. 3 sağ bekli Antalya'ya gittiğinde ise büyük hayal kırıklığı yaşar. Kötü kariyer yönetiminin kurbanı olur. Bugün Süper Lig'de çok rahat oynayabilecekken alt liglerin aranan sağ bekine dönüşür.

Haberin Devamı

Tuzlaspor'un Türkiye Kupası'nda fırtınalar estirdiği dönem o takımın sağ beki olan Onur performansıyla "Burada ne işi var" dedirtirken şimdilerde Bayburt Özel İdare Spor'un başarısı için ter döküyor... İşte başlıkta yazdığım gibi Liverpool'dan Bayburt'a uzanan gerçek bir futbol hikayesi. Onur, bir dönem hayal kırıklığı yaşasa da sevdasından hiç vazgeçmedi. Her takıma elinden gelenin fazlasını verdi. Ve bununla mutlu olmayı başardı... Ancak yanlış menajer seçimiyle futbol hayatı başlamadan biten yüzlerce isim oldu.

Şimdi sorabilirsiniz bu kadar uzun neden anlattın diye. Corona günlerinde herkesin çok fazla düşünmeye ve okumaya fırsatı var. Bu yazı genç futbolcular için yazılmıştır.Bir futbolcu için kariyer yönetiminin ne kadar önemli olduğunu bu hikaye ile anlatmaya çalıştım. Yani bir menajer sizi vezir de yapabilir rezil de... Seçme şansı siz de! Vezir mi yoksa rezil mi olmak istersiniz!

YORUM YAZ