Arama

Popüler aramalar

Üzüm, bağcı ve yamukluk!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Eleştirilere karşı ülkemizdeki savunma refleksidir; üzüm mü yemek istiyorsunuz, bağcıyı dövmek mi? Tabii ki, amaç üzümdür ama ürün tatsız, seyrek ve özellikle de bu kadar pahalı olunca, insan bağcıya da birkaç soru sormak istiyor en azından...
Bu sorular tabi ki, her zaman olduğu gibi eleştirenlerin canını sıkabiliyor, daha iyisi için bir şeylere ışık tutan kişiler değil de, düşmanlık tohumu atan insanlar olarak görülebiliyorsunuz...
Olsun...
Zaten eleştiriyi, küfürden ve hareketten ayırmayı kaç kişi biliyor ki, bunu spor adamlarından bekleyelim, değil mi?
Yöneticilerin deyimiyle ustaca yaptıkları karlı satışlarda paralarını almak için aylarca beklemelerine rağmen şimdi saatlere tahammül etmeyen, üstelik etik değerlerin tamamen dışına çıkıp muhatap kulübe yanlış hesap numarası dahi verenlere ‘hem Türk futbolunu hem de kendinizi sıkıntıya sokuyorsunuz’ denildiğinde, neredeyse İspanyol vatandaşı ilan edilmemiz de gayet doğal aslındaÖ
Çünkü bu değerlerin kapsama alanı sadece Türkiye’dir!
Hadi onlar İspanyol’du boşver, fiyatını artırmak varken, kulübüne para kazandırmaya çalışan bir oyuncu!
Kim verecek o golcü, her gol kaçırdığında, “İşte gönderilmedi, aklı orada. Acaba bilerek mi kaçırıyor?” insafsızlığına cevabı!
Peki kulübenin, tribünde ve yurt dışındakilerin maliyetinin saha içine yaklaşması!
Düşündüğümüz şeye bak, kim hata yapmıyor ki!
Ahı gitmiş vahı kalmış bir rakibe atılan farkın dışında her maçtaki gol sıkıntısı...
Aman neler diyoruz... Ya da bu takımın hocası nasıl ister bütçeyi aşan transfer!
Daha iyisini bilenler, yakında rakibin kasedini izleyip, hocalarını yormamak için taktik de verirler!
Daha da neler, neler... Daha önce de yazıldı ama ne mesaj, ne de ders alındı, tekrarlar da çok izlenir ülkemizde!
Anlamayanlar için son bir kez daha bağcıyla bir husumetimiz olmadığını belirtmekte, ve bağlamakta fayda var...
Bunlar ve daha yazmadıklarımız maalesef ki, acı gerçekler...
Ve ‘doğrular’ insanların işine gelmiyorsa o işte bir ‘yamukluk’ vardır!