Tribünle oynamak tehlikeli ve yasaktır!

Haberin Devamı ›
Üstelik yeri gelince can ciğer kuzu sarması olup anlamaya, tavırlarını onların özüyle bağdaştırmaya ayırdığınız vakti kendi kanınıza-canınıza ayırsanız aslında ne mihrak kalır ne de dışarıda kalırsınız!
Yerimiz dar, işimiz siyaset değil ama siyaset futbolumuza da bulaştı. Hep içindeydi zaten diyenler olabilir ama o düdük çalınca değişiyordu işler. Siyasi yelpazenin uçlarındakiler aynı ‘pınarbaşıyla’ coşar, hakem en son hangi partiye oy verdiği bilinmeden ıslıklanır, futbol ve hocalar büyük orta doğu projesiyle değil 4-4-2, 4-3-1-2 ile sınanırdı. Dini, mezhebi, sınıfı yoktur dış mihraklardaki gibi bizim futbolumuzun. Bizim derbimizin temeli renk esaslıdır, başkası olmamıştır.
Şimdi yeni bir kutuplaşmaya, belki de kutuplaşmaların en kötülerinden birine zemin hazırlanıyor statlarda, taraflarlar arasında. Taraflar değil bakın, taraftarlar arasında. Çünkü bilmez kimse “2 geliyor 2” derken gelen sesin hangi partiye mensup olduğunu. Gol olunca sarılırsın yanındakine hangi CEO ile sarmaş dolaşsın, hangi büfeciyle kankasın bilmezsin. Budur ya bizim tribünler. Ama şimdi tribünlere ayar veriliyor, slogan atmak yasak! Ha pardon ‘siyasi’ slogan. Nedir o siyasi slogan, kim belirleyecek? Niye insanların aklına durduk yere bunlar sokulur, niye tehdidin en büyüğü ile devlet masaya yumruk vurur?
İktidara mı, muhalefete mi lehte-aleyhte slogan atmak yasak? Yaşasın, nur ol demek var mı? Ya yaşasın derken ironi yapılıyorsa, o tınıdan mı kavranacak ‘tiye’ aldığı tribünlerin rejimi?
Sulandırmıyorum, çok sulu, alışık olmadığımız zeminde ıslanıp lekelenmeden yol almaya çalışıyorum.
Uslu durmayanlar ne olacak mesela. Yıllardır konuşulup yürürlüğe girmeyin spor büro polisleri, kamera takip sistemi sadece bunu mu kovalayacak? Uslu durmayanların ‘protest-anarşist’ öğrencilere yapıldığı gibi harçlığı da kesilemeyeceğine göre ne olacak? Cezası ne bu işin? Her yer Taksim değil de, ‘Her yer Maksim, her yer gelişmiş’ dersek veya o yanlış anlaşılırsa dudak mı okunacak?
Yapmayın abiler, yapmayın büyükler. Bizim tribünümüzde ayrı-gayrı yoktur. Kimse bilmez kim hangi partili, hangi mezhepten, dünyadan. Sarılırız birbirimize gol olunca, yenilince 4-4-2’ye veririz ayarı, yollarız hocayı. Sokmayın aramıza birbirimizi!