Arama

Popüler aramalar

Trabzon'un intiharı, Antalya'nın itibarı

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Trabzonspor neden kulübesinden rakipleri gibi verim alamıyor, illa bir sakatlık vs bekliyor... Halil, Olcan, hatta Vittek, kötüyken bile şans bulurken, yetenekli kumaşlar neden atıl durumda kalıyor şeklinde öznelerle bir yazı kaleme almaya hazırlanıyorduk ki, her şey jet hızıyla değişti. Bunları yine yazabilirdik ama gecenin önemli işlerini es geçemezdik.

Geçelim o işlere...

Oynamayı, en azından hatırı sayılır süreler almayı hak ettiğini attığı gol ve ürettikleriyle kanıtlayan, Janko'nun verimini de Adrian, sadece skorun değil Antalya'nın da dengesini erken bozdu aslında. Yediği gollere kadar rakibine de net şanslar tanımayan Trabzonspor'un kendisi de pozisyon bulmak ve oyunu kontrolünde tutmakta zorlandı. Özellikle top kendisindeyken yardımlaşma sıkıntısı yaşayan Bordo-Mavililer, rakibinin yaptığı denemelere en azından ciddi bir özgüven katkısı yaptı.

Antalya zaten rakibi kim olursa olsun kendini bozmadan oynayan, dakikaya, skora bakmadan rakibi bozmaya çalışan bir ekip. Onları özel kılan da bu.

Bahsettiğimiz o Antalya zorlamaları da elbet bir sonuç verecekti, çünkü sayısı da gücü de artmıştı. Giray'ın gayreti ve yüksek konsantrasyonuyla o ana kadar delinmeyen stoper barajı, Ömer'in şık pası, Osman'ın aynı düzeydeki gol vuruşla yıkılınca, kimyalar bozuldu. Trabzon'da her oyuncu o golün muhasebesini yapıp saçmalarken, Antalya aldığı dopingi son saniyelerde inanılmaz yerinde kullandı. Topun Bamba'ya çarpması, Onur'un kurtarabileceği şuta mağlup olması işi değildi bu.

Antalya'nın maç boyu gösterdiği arzunun, Trabzonspor'un ise savrunluğunun sonuydu. Futbolun tüm gereklerini yapmasa da en güzel meyvesi olan 3 puana bu kadar yakınken gelen yenilgi bir tek gerekli ders çıkarılırsa galibiyet kadar kıymetli olur Fırtına için.

Trabzon'a yenilseydi bile bu Antalyaspor'un doğru yolda olduğu gerçeğini değiştirmeyecekti. Kazanmak ise onlara futbol adaletinin bir jestidir.