Kötü veda

Haberin Devamı ›
Sahadaki takım ile tribündeki taraftar ilişkisi bence fena halde benzer kadın-erkek ilişkisine.
Dersin ki, “Ben seni her şeyine rağmen seviyorum” kadınına. Yalandır aslında. Hadi yalan demeyelim, en iyi tabirle o anın getirdiği özne ve yüklemdir. Sana ters gelen şeyler sevgiyi azaltmaz ama sıkıntıdır. Ne yapacağını bilemezsin.
Yanlış mı yapıyorum, yanlış mı düşünüyorum, neden o kendini benim yerime koymuyor, neden beni hiç anlamıyor... Sorar durursun. İyi günler gelir aklına. Haksızlık ettiğini düşünürsün, yüzün kızarır.
Trabzon kentinin hali buydu dün. Ayrılamadığı, ayrılamayacağı, çok sevdiği, ancak sorunları da bir o kadar fazla olan sevgilisiyle yaşadığı sıkıntılar kendini gösterdi. Bordo ile Mavili sevenlerin aklına önce bu sezon takımın Avrupa’da yaptığı gövde gösterisi geldi. Uzun süre kaybetmeyerek kazandırdığı puanlar, alınan galibiyetler... İlişkiyi canlandıran sonuçlardı onlar. Tam kızacaklardı dün geceki silik futbola, akıllarına İtalya’daki oyun geldi.
Belki tam, “Bir süre görüşmeyelim” diyeceklerdi ki, o da olamazdı. Konya deplasmanı sonrasında Fenerbahçe geliyor Avni Aker’e. Kızamadılar, küsemediler. Homur homur homurdandılar, Avni Aker’de barışmaya çok açık küslük havası vardı yani.
Ben tribünden değilim, daha net konuşabilirim. Trabzonspor’a ülke futbolseveri olarak teşekkür etmemiz lazım. Çok önemli puanlar kazandırdılar. Juventus’u elemek değildi zaten hedef. İtalya’daki gibi iyi oynamak yeterdi. Olmadı. Duyar gibiyim, “Keşke final Torino’da olsaydı” diyenleri.
Şimdi lig başlıyor Trabzonspor ve Hami hoca için. Fikstür zor. Pazar Konya, sonra Fenerbahçe. İki maç hem puan hem de karizma adına çok şey demek. Hami hocanın takımı bu maçlara hazırlaması kadar şimdi lige döndürmesi de bir antrenörlük sınavı olacak.