Kahraman değil ‘liderler' lazım!

Haberin Devamı ›
Tribünlerinin, daha da önemlisi içinin boşaldığı, heyecanının kaybolup, iyiye de kötüye de tepki vermeyecek kadar kendi karakteristiğinin dışına çıktığı yakın geçmiş günlerini düşününce, son dönemlerdeki Trabzonspor’un ligimizi bir kenara koyalım, futbol yaşam keyfi için ne kadar önemli bir renk olduğu açıktır.
Her ne kadar son dönemlerde Trabzon şehri, hangi yelpazeye bakarsanız bakın futbolcudan çok ‘siyasetçi altyapısına’ döndüyse ve en yumuşak söylemle, ‘iş yapabilme kabiliyeti artması için’ Trabzonspor Kulübü de buna göz yumduysa bile, derin felsefeler yerine basit şekilde ‘hırs’ ve ‘heyecanla’ açıklanabilecek renk sevdasını mutlaka ayrı tutmak lazım. Çünkü çok seveni var Bordo ile Mavi’nin, Trabzonlu olmasa da, bazıları gibi ‘ilçe’ üzerinden politika muhabbetlerinde geri kalsa da. Ve onların görmek, konuşmak, paylaşmak istediği tek şey futbol. Zaten Trabzonspor da ne zaman onun dışına çıkılsa sıkıntılar yaşıyor. Bakınız ikinci yarı öncesi ve hemen başı!
Yani açarsak...
Gün; derde derman değil, kadroya ağırlık sınıfını geçemeyen ara transferlerin hangi iş bilirlerin manevrasıyla alındığının sorgulanma günü değil.
Gün; yönetime takımdan çok takviye yapılmasının, katılanların şimdiye kadarki farkının tartışılarak mevcutların ileride “İşimizi yapma fırsatı verilmedi” mazeretine zemin hazırlama günü değil.
Gün; kadrodaki oyuncuları gidecek-kalacak diye ayırma, biraz sendeleyeni ‘yuhalama’, kötü düdük çalanlara takımın geleceğini çalacak eylemlerle karşılık verme günü değil.
Gün; imam-cemaat ilişkisini unutup, taraftara ‘yapmayın’ derken, ‘diğerleri’ başlatsa dahi ‘polemiklere’ girme günü değil.
Gün; medyayı ‘İstanbul-yerel’ diye ayırıp, iyiyle-kötüyü ayırt etmek yerine her yükü böylesi dipsiz kuyulara atma günü değil.
Ve unutmadan, bunlar bir gazeteci olarak benim görevim hiç değil!
Sonuç olarak görünen o ki; Trabzonspor’a final haftalarında, mutlu bitse de bitmese de ‘tarihi’ olacak bu yolculukta krizleri yönetecek lider, hatta liderler lazım. Şimdi diyeceksiniz ki istiyorsun Türkiye’de en zor yetişen şeyden, hem de bol kepçeden. Çıkabilir, çıkması gerekir. Her mevkisinde, yönetiminde, teknik ekibinde, futbolcu topluluğunda bu vasfı olan insanlar vardır, sadece ‘kahramanlık’ değil, ‘liderlik’ yapmalıdır.
Farkı ‘liderler’ şu satırları okuduktan sonra anlayacaktır...
Kahraman: Savaşta ya da tehlikeli bir durumda yararlılık gösteren kimse.
Lider: Topluma yarar sağlayan değişimi yönetmek için sorumluluğu; sezgi, zeka ve bilgiye dayalı karar ve uygulamalarla taşıyan, elindeki gücü kullanabilme kapasitesine bağlı olarak, çevresini etkileyen, gerektiğinde aldığı zor kararların ve sonuçlarının ardında durmasını bilen kişi.