İsteyince...

Haberin Devamı ›
En az rakipleri kadar koştular, tekmeye kafa soktular, karşılarında oyun kurulmasına izin vermediler ve doğal olarak da galibiyeti hak ettiler.
Zaten sezon başından bu yana Bordo-Mavili takımın en büyük sıkıntısı bu durum... Yani takımın kendi kapasitesinin altında kalması. Yoksa şu an ‘kümede kalır mı?’ sorularının sorduran oyuncular topluluğunun üstündeki rakiplerin birçoğun eksiği değil fazlası var. Ancak bu fazlayı sahaya yansıtmak için biraz kendilerini zorlamaları gerekiyordu, pek fazla yapmadılar. Bunda kafalarının karışıklığının sahadaki karmakarışık futbola yansımasının da rolü büyüktü hiç şüphesiz.
Antalyaspor karşısında bu farkının farkına varan Trabzonlu oyuncular hem matematik hem de psikolojik açıdan çok kritik bir galibiyet elde ettiler. Çünkü aksi bir sonuç sıkıntıları körükleyecek, özgüveni bitirecek, üst üste Akhisar ve Orduspor ile oynanacak iki karşılaşmayı daha da stresli bir hale getirecekti. Buna izin vermediler ve taraftarla da bir barışma hamlesi yapabildiler. Dün Avni Aker’de muhteşem bir futbol resitali yoktu, inanılmaz bir futbol gösterisi yoktu ama sadece çırpınmak, koşmak bile stada gelen Trabzonsporlular’ı sevindirmeye yetti. Aslında beklentinin de illa ki galibiyet olmadığı çok net bir şekilde görüldü. Onların istediği her takım taraftarı gibi teslimiyet futbolu değil, bu şekilde teslim alacak bir oyun.