İşaretler...

Haberin Devamı ›
Homberg’in ölçü olmadığı kadar değerlidir son Belçika şampiyonu Standard Liege önündeki performans, takımdaşlık duygusu, kazanma arzusu. Alıp giden Alanzinho’nun ‘verme’ işini de yapmaya başlaması, Barış’ın ender de olsa kafasını kaldırması, Umut’un, ‘top gelmiyorsa ben gider alırım’ havası... Artık sıkıcı olmamak için Engin’in ne kadar yetenekli ve faydalı olduğundan bahsetmiyor, Tjikuzu-Selçuk ikilisinin maç uyumunu ve Zafer Yelen’in hücuma katkısını da merakla bekliyoruz.
Hollanda’daki ilk günlerimizde çekimser olsam da artık net olan işaretler var... Broos yıldız sevdalısı değil, kafasında ‘10 numara yok’ ve transferde fantezinin değil, ortak kanı olarak kabul edilen ‘eksiklerin’ peşinde.
Bu ana kadarki 2 maçın dışında 4-5-1’i bozması, ilk 11’e ‘sürpriz’ eklemeler ve çıkarmalar yapması da hayli muhtemel.
İdmanlarda da net şekilde görüyoruz ki, oyuncular da bu mesajı almış durumda. ‘Yatan’ yok, genci de, ‘yıldız’ apoletlisi de Broos’un yoğun temposuna yetişme derdinde.
Kazanmak lazım!
Bizzat ben son yıllarda o kadar çok oyuncunun adını ‘seneye A takımda’ cümlesinin içinde duydum ki, artık lafa karnım tok! Çünkü olmuyor... O gençler sadece kampta ‘A takıma’ yükseliyor, sonra ya 18’i doldurmada ya da özel maçta ağabeylerini dinlendirmede kullanılıyor. Broos’un vereceği en önemli sınavlardan biri de bu konuda olacak. Eski sayılsa bile ‘yeniden futbol mantalitesi yüklenmesi’ şartıyla Barış, Göksu, Mustafa Yumlu ve niceleri Trabzonspor’un gelecek teminatlarıdır. Broos oynatmalı, taraftar sahip çıkmalıdır, en az Yattara kadar -ki ben fazla tanındığı düşüncesindeyim- kredileri olmalıdır. Aksi halde Sadi Tekelioğlu ve Özkan Sümer’li alt yapı hamlesinin de, Karadenizspor projesinin de, ‘Trabzon futbolcu yatağıdır’ gibi hamaset dolu cümlelerin de hiçbir anlamı olmaz.