Arama

Popüler aramalar

İlk iki hafta çok kıymetli

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Trabzonspor için Süper Final etabı aslına bakılırsa en az diğer rakipleri kadar kıymetli. Çünkü ne ortada tamamen iddiasız kalmış bir takım var, ne de Trabzonspor’un oynayacağı ‘büyük maçları’ hafife alma lüksü. Zaten Bordo-Mavililer’in genel olarak maç seçtiğini, bu tip kritik sınavlarda bambaşka bir havaya girdiğini de artık bilmeyen kalmadı. Tüm bunlara ek olarak takımın tek Avrupa umudunun da bu yol olduğunu hatırlatırsak Karadeniz temsilcisinin de İstanbul’lu rakipleri kadar heyecanlı, arzulu olacağı kesin. Takımdaki oyuncular, özellikle de yabancılar için de Avrupa’nın olmazsa olmaz bir arena olacağı gerçeği var.

Detaylara geçersek, ilk haftaki randevu tabi ki başka açılardan da kritik. Yakın geçmişte yaşanan gerginliğin Fenerbahçe karşılaşmasında sürmesi muhtemel. İlk maçta Trabzonspor, kendi taraftarının oluşturduğu baskıdan olumsuz etkilendi, istediği oyunu çok kısa bölümlerde sergileyebildi. Kadıköy randevusunda bu kez Trabzonspor’un bu tip bir atmosferi lehine çevirme şansı var. İkinci hafta Trabzonspor’un ‘asıl rakibiyle’ maçı belki de kaderini belirleyecek. Beşiktaş’ı önce Avni Aker’de ağırlayacak olmak, üstelik Siyah-Beyazlılar’ın bir hafta önce Galatasaray’la yapacağı maç düşünülürse bir avantajdır.

Trabzonspor’un ilk iki haftalık performansı ve Beşiktaş’ın konumu Avrupa Ligi konusunda tabloyu aşağı yukarı koyacaktır önümüze.

Fikstürün bir başka çarpıcı yanı da, Trabzonsporlu taraftarların beklentisinin gerçekleşmiş olması. 2 maçlık ceza bittikten sonra Fenerbahçe’yi Avni Aker’de ağırlayacak olma hali, Bordo-Mavililer için çok değerli. Artık ‘büyük maç’ durumundan bir kademe daha farklılaşan bu randevuda Avni Aker avantajı Trabzonspor’un yol haritasında kritik bir yer tutuyor. Ancak şimdiden uyarmakta fayda var, olay çıkarmak, rövanş alma arzusuyla hareket etmek renklere de, camialara da büyük zarar veriyor. Ölçüsüzlüğe önce Trabzonlular’ın birbirlerine karşı sorumlu olarak müdahale etmesi gerekiyor. Çözüm ne poliste, ne askerde. Protestonun da, mesaj kaygısının da yolu yordamı olduğunu hatırlatmak bizim boynumuzun borcu. Yoksa çakı, Burak Yılmaz’ın performansından, Avni Aker’deki esprilerden, takımın hedeflerinden de çok konuşulur!