Hakaret, Şener kongre ve camia

Haberin Devamı ›
Kentin Trabzonspor’u değil, Trabzonspor’un Trabzon şehrini yönettiğinin, önüne geçtiğinin kanıtı olan gelişmelerden. Yani siyasetten. Ergun Abi (Ata) yılların deneyimiyle ilk zamanlarda, “Bitmez bu proje, seçimler sürdükçe” dediğinde ona “Yapma be abi” demelerimden bahsedecektim. Çünkü ben normalden bile erken tamamlanır, kullanıma açılır diye düşünmüştüm. Ki seçimleri hepten unutmuşum! Biter elbet, Trabzonlu sabret!
Camia olgunlaşıyor
Sonra takım yapılanmasından bahsedecektim. Süreç sıkıntılı ama dibe vurmuşken atılacak her ufak adımın bile hissedilebileceğinden. Tıpkı Ersun Yanal’ın ve dolayısıyla yönetimin ilk dönemi gibi. Tolunay Kafkas ve onunla çalışacak herhangi bir yönetimin alabileceği mesafelerden. Yapılanmadan, Türkleşmeden, hatta yerelleşmeden. Trabzon değerlerini ve kimliğini öne çıkararak hareket etmenin getireceği pozitif etkilenmeden söz edecektim.
Ardından büyük olasılıkla şu sıralar üst üste Trabzonspor’un her kanadıyla yaptığım röportaj, söyleşi ve muhabbetten bile bahsederdim. Radikal muhaliflerden, efsane topçulardan, derin Trabzon ve Trabzonsporlular’dan, hatta en önemlisi sokaktaki adamdan söz edecektim. Onların kötü ruh haline rağmen camianın tıpkı bir insanın takvim eskitmesi gibi ileri yaşlarından gün almasıyla beraber olgunlaşmasından... İsmin kimse kimseyi çağırmasa, yüzüne bakmasa, telefon açmasa da ortak arzulardan, duygudan.
Madem bu takım şampiyon...
Tam da kongre süreci başlamışken bazı tespitlerimden de söz edecektim. Başkan Sadri Şener’in en büyük sıkıntısının ekibinden kaynaklandığından, yükünü alacak kimse olmayınca kamuoyunda sürekli kupa isteyen, şike isteyen, hep konuşan kişi olarak algılanmasından bahsedecektim. Çok olmasa da birkaç etkili, sözü dinlenir isim olsa çok daha kolay bir süreç geçirebilecek Şener’in de, kongre de adaylığı düşünenlerin de bu konudan gereken dersi alması gerektiğini yazacaktım.
Ama sonra bir şey oldu. Daha doğrusu olmuş. Çok da ayıp olmuş. Grubun ismi, edenin kimliği, o anki ruh hali, kimlerin neyi hedeflediği gerçekten önemli değil. Trabzonspor değil, bugün kulüp başkanlığı yapanlar da değil, aday bile olan hiç kimsenin hak etmediği eylem ve söylemler olmuş. Ayıptır. Madem bu takım ‘şampiyon’, bu tepkiler, kongreye gidileceği bile açıklanmışken bu sabırsızlık biraz orantısız değil mi? Üstelik mevcutları hem medyanın önemli kalemleri hem de muhalif kanat gerektiği şekilde eleştirip, gereken hesabı sorarken. Sırada ne var; Tolunay Kafkas mı? Kariyerini riske edip takımın başına geldiği için mi küfür yiyecek bu kez? Eleştiriye evet ama küfür ve hakaret neden?