Çim suni, zafer gerçek!

Haberin Devamı ›
Bu mevsimde, hem de Ankara’da bu zemin, adeta halı gibi... Ama suni!
Tıpkı Trabzonspor’un kurmaya çalıştığı baskı gibi yani.
Anlamak da lazım aslında; bünye zor dayanır 7 günde 3 maça adı ‘Fırtına’ bile olsa.
Maç boyu yüksek tempo yapmanın imkansızlığı paralelinde idareli kullandılar enerjilerini, anlık patlamalar geldi.
Enerji azlığında topa çok sahip olmak, çok koşmak yerine onu koşturmak lazımdı. Bunu da Trabzonspor’da en iyi şekilde Yattara yaptı, koşsa bu kadar faydalı olamazdı. Belki de dün yorgunluğu sayesinde durduğu yerden de oynayabildiğini keşfetti ki, artık koşar mı bilmem!
Selçuk’un sakatlığı belki de en çok bu anlamda hayal kırıklığı yarattı. Trabzon’un yorgunluğu ilk yarıya damgasını vurdu, koskoca 45 dakikada bir pozisyon yakaladı, Umut atamadı.
İlk yarıdaki aktif dinlenme ikinci bölümde yerini canlanmaya bıraktı. Çünkü Trabzonspor için kritik bir virajdı, mazereti ne olursa olsun burada puan bırakılamazdı!
Durarak oynayan Trabzonspor’da sınırlar zorlanıyor bir ‘kahraman’ aranıyordu.
Tam o sırada ‘Uzun Hami’ çıktı sahneye! Her frikiği barajı geçiyor ama ya kaleci çeliyor ya da savunmaya çarpıyordu Ceyhun vurdukça. Gol kazandıramadı ama Trabzon’un yeni bir frikikçi kazanma yolunda olduğu ortadaydı.
İyice kilitlenmek üzereydi artık oyun. Geliyorum diyordu gol ama adres vermiyordu, belli ki sürpriz yapacaktı.
Yaptı da; gitti Umut’un kafasına kondu! 8 maçtır suskun kalan Umut, ‘Bulut’ların arasından güneşi gösterdi Trabzon’a.
Trabzon yine istediği gibi oynamasa da kazandı, ‘büyüklük’ yaptı! Ama bu şartlarda bundan iyisi de beklenemezdi.
Önemliydi hem çok önemli ve artık iplerin tamamen Trabzonspor’a geçmesi demekti.
Artık Trabzon rahat, iç ve dış rakipleri ‘rahatsız’!