Bir forvetle değişir her şey

Haberin Devamı ›
29 maç oynamış adam. Mecburiyetten bile olsa dinlenmeden, dinlenemeden. Ve hep skor yükünün ağırlığını hissederek, her gün gazetelerde yazan golcü isimlerini okuyarak. Oynayanı da, oynatanı da kutlamak lazım rakamları bir kenara bırakıp. Ancak en iyi zamanında bile ‘yetmez ama ha gayret’ diyebildiğim için Brezilyalı’ya, şimdi daha rahat söyleyebilirim, nefes gibi ihtiyacı var bu takımın santrfora. Zordur ara transfer, para durumu pek iyi değil, Trabzon’a üst sınıf oyuncu getirmek meseledir. Fakat Başkan Hacıosmanoğlu, şu süreçte en az ‘namus davamız’ dediği süreç kadar sportif duruma da vakit ve enerji ayırmalı. Bir forvetle değişir bu takımın havası. Olcan ve Yusuf gibi kanatları iyi kullanan, Zokora gibi orta alanı kontrol eden, Malouda ve Adrian gibi üst sınıf iki hücum mühendisine sahip Trabzon’un tek eksiği o son nokta. Başkan gibi isme ve üne çok takılmıyorum, bence o da takılmamalı. Yeter ki, Mustafa Akçay’ın 2. yarı planlarına uyan, Trabzon gerçeklerinden haberdar bir forvet olsun.
Her yer Trabzon olamadı
Özellikle altını çizdim, Akçay’ın 2. yarı planlarına uymalı diyerek. Çünkü kalan 17’de bambaşka bir Trabzonspor olması gerekecek. Zira, deplasman puan tablosunda sadece 4 puan Bordo-Mavililer’e yakışacak türden değil. Konsantrasyona, kadro sıkıntısına, ceza ve sakatlıklara bile bağlanamaz. Avni Aker stratejisini tam anlamıyla tutturan Akçay’ın artık dış saha sorununu da mevcut kadroyla bile devam etse çözmesi lazım. Yani strateji kadar kafa ve duygu değişikliği de gerekecektir. Nasıl ki, Avni Aker’i bir tıpkı efsane dönemlerdeki gibi bir kale konumuna soktu bu takım, dışarıda bütün kredisini kullandı. Juventus’u elemek zor iş, lige dönüldüğünde de ‘A bu barış da bitmiş’ dememek için şart.
Bu sene başarı nedir?
Sezon başı realist Trabzonspor taraftarına sorsanız, “Bu sezon beklenti nedir, başarı nedir?” diye, ekonomik yapıyı, geçen sezonki travmayı, yönetimin ilk dönemi yaşayacağını, saha dışı mücadelenin gölgesinin henüz yeşil zeminden kalkmayacağını düşünerek şu yanıtı verirdi heralde: Avrupa’da gruplara kalmak, ligde de ilk 7’nin içinde kalmak. Şimdi gelinen noktada ise bu iki durum bırakın o beklentiyi doldurmayı, büyük bir başarısızlık bile sayılır. Transfer beklemeyen taraftar Bosingwa ve Malouda ile çıtayı öyle yükseltti ki, şimdi Cenk Tosun, Mustafa Pektemek gibi isimler gelse alana karşılaya taraftar değil, idareci bile gitmez, topçular Havaş ile şehre gelir. Avrupa’da eski hüsranların aksine takım öyle bir performans gösterdi ki, Türkiye rekorları kırdı, gruptan lider çıktı. Juventus’a elense, “Zaten hep zayıfları geçtik, ilk denizde boğulduk” diyenler öne çıkar. Kupadan da elenmişken ligdeki ilk 7 kimseyi kesmez, o takımı oraya getirenleri kesecek yer arar taraftar. O zaman revize edelim bu sezon başarısını, koyalım adını.
Takımın 12 Avrupa maçı oynayıp hiç kaybetmemesi, rakiplerin adı ne olursa olsun başarıdır. Bu teknik heyet ve birçok oyuncu 2 sezonluk Avrupa deneyimi kazanmıştır. Kupadan elenmek, üstelik ders gibi sonuçlar bir gün önce alınmışken başarısızlıktır. Lige gelince... Düzelmesi şart deplasman karnesini Avni Aker’deki pozitif duruma ekleyince büyük bir dalgalanmazsa Trabzon ilk 5 içinde olur. Avrupa bileti sezonun kurtarıcısı, ilk 4 iyi sezon, ilk 3 ise ‘şartlar’ itibariyle büyük başarıdır.