Başkan Ağaoğlu için şampiyonluk erken!

Başkan Ahmet Ağaoğlu ile sadece başkanlığı dönemini kapsamayan, yıllara dayanan bir tanışıklığımız var. Doğal olarak bazı tepkilerini öngörmek, izleyeceği politikaları hesaba katmak, yeni tanıyanlara (!) oranla daha kolay ve daha az sürpriz içerikli. Bir kere golf sporunu yıllar içinde Türkiye’de taşıdığı nokta, çalışma şekilleri, işbirlikleri, ‘yönetici’ kimliği bile aslına bakılırsa birçok Trabzonspor icraatını açıklıyor. Evet, golfü bir noktaya taşımakla Trabzonspor’a başkanlık yapmanın ne alakası var, diyenleri duyar gibiyim. Ancak öyle değil aslında. Bir kere durumun anjiyosunu çekme, planlama, harekat, kriz yönetimi, organizasyon... Bunların tümü aslında olmazsa olmaz şartlar. Trabzonspor’da işin içine bir kentin ve dünya üzerindeki mensuplarının tamamı da giriyor, Bordo-Mavili renkler siyaset üstü bir konum alıyor ama ‘yönetim’ noktasındaki artılarınızla bu durumları avantaja çevirmeniz elinizde.

Eleştiriler hazır kıta!

Ve dinamiklerini iyi yöneten bir başkan Ünal Karaman’ı Trabzonspor tarihine teknik direktör olarak geçirebilir, Sosa gibi mesafeli bir yabancıdan Trabzonlu genç verimi alabilir, eski-yeni demeden yöneticileri hedeflerinize kanalize edebilir, lafta değil gerçek manada öze dönüşlerle verimli toprakları işleyebilir. Bunlar sadece zirve ortaklığı için edilmiş laflar değil. Başkan da kesinlikle taht ortaklığını daha 9. haftada diline dolayacak değildir. Çünkü başkan ‘liderlik’ ve ‘şampiyonluk’ süslü cümleleri 2-3 sonuçla (Tüm pozitif verilere rağmen) sık kullanmaya başlarsa o zaman 2-3 sonuçla Ünal Karaman’ı kovalım diyenlere de, Sturridge nerden çıktı, Obi Mikel emekli, Yusuf gider miydi (!) şeklinde bayrak açanlara da hak vermek zorunda kalır. Ki bu başkanın son yapacağı şeylerden biridir diye düşünüyorum. Başkanın doğru yolda olduğu, muhalifi bol Trabzonspor camiasında bile herkesin ortak fikriyken şimdi aynı şekilde yürümeye devam etmek en makulu gibi duruyor.

Sosa transferden değerli

Başkan Ağaoğlu’nun en önemli başarılarından biri yönetimini sağlam tutması, iyi görev dağılımı yapması oldu. Daha önceki kadrolar hep dağılırken, ki bu sefer de olabilecekken, buna izin vermedi. Sağ kolu ile sol kolu, yani Ertuğrul Doğan ile Mehmet Yiğit Alp, başkanın gerçek manada yükünü alan isimler. Bu noktada Sosa’nın mukavele yenileme işini Alp’e havale etmek de çok mantıklı. Zira Arjantinli ile makul bir sözleşme yeni transferden daha kıymetli ve Alp bunu çok iyi biliyor.