Ateşten gömlek

1 Ekonomisi S.O.S veriyor
Geçmişe kısa bir yolculuk yaparsak Trabzonspor’da aslında sezon başı itibariyle her şeyin ‘şampiyonluk havasına’ uygun bir şekilde başladığını söyleyebiliriz. Başkanlık koltuğuna lig bitmeden oturan Sadri Şener, ekibi ve teknik heyet, ‘beklenti duyulmayan’ bir periyotta içinde bulunduğumuz sezonun planlamasını rahat yapma fırsatı bulmuştu. Üstelik tarihteki en yüksek transfer harcamasına camianın büyük bölümü ‘onay’ vermişti. Kombineler valilik ve belediye başta olmak üzere şehrin önde gelen kurumlarınca toplu halde alınıp, buradan da önemli bir sıcak para akışı sağlanmıştı. Benzinlik ve diğer enerji ihaleleri de Trabzon’un yüzünü güldürmüştü. Ancak şu an itibariyle Trabzonspor’un ekonomisi pek parlak durumda değil. Zaten her sezon ‘20 milyon TL’ bütçe açığı olan Karadeniz temsilcisinde borcun 100 milyon TL’ye doğru gittiği ileri sürülüyor. Yayın geliri azalan, yine transfer yapma ihtiyacı bulunan ve en az ‘10 milyon Euro’ olan Şampiyonlar Ligi gelirinden de mahrum kalacak gibi görünen Trabzon’da yönetim mutlaka yeni kaynaklar yaratmak zorunda. Çünkü rutin gelirler geldiği gibi gidecek.
Haberin Devamı ›
2 Futbolcular da gerildi
Hepsi büyük umutlarla Trabzonspor’a gelen ve Trabzon’da ilk kez oynayan oyuncular, son haftalardaki tepkiler sebebiyle ‘hayal kırıklığı’ yaşadı. Buna en somut örnek Gençlerbirliği maçıydı. Tribünler uzun bir aradan sonra gelen galibiyetin ardından ‘kolbastı’ bekledi ama futbolcular çoktan soyunma odasına gitmişti. Bu, takımın Belediye maçından sonraki ‘sert’ protestoya bir tepkiydi. Ayrıca oyuncuların ‘istifaya’ davet ettiği Ersun Yanal’a da sahip çıkıyordu ekibi. Şehirdeki baskı ortamından etkilenen futbolcuların özel olarak yeni sezona motive edilmesi gerekecek.
Haberin Devamı ›
3 Tehlikeli aday bolluğu
Yönetim, daha yakın bir zamana kadar Ersun Yanal için, “Türkiye’nin en iyi yerli antrenörüyle çalışıyoruz, bu bizim için bir şans” diyordu. Şimdi Yanal’ın gidişinden sonra Bordo-Mavililer’in yine Türk antrenörlere yönelmesi her ne kadar çok eleştirilse de Yanal sonrası camiada bir ‘tatminsizlik’ yaratıyor. Şenol Güneş bile ‘bırakıp gitti’ diye anılırken, her isme bir kulp takılıyor. Yönetimin en büyük destekçisi durumundaki Bakan Faruk Özak’ın bile, “Yanal’ın gitmesi hatadır” demesi de ‘haber niteliği’ taşıyan, üzerinde durulması gereken bir nokta. Yabancı yönünde ise tablo daha karışık. Yönetim, medyadaki isimlere ‘gündemde değil’ demiyor ama konuşulan adaylar beklentiyi yükseltiyor. Van Gaal, 70 bin nüfuslu ‘peynir kentinin’ ekibi AZ Alkmaar’ı şampiyon yaptı, Şampiyonlar Ligi’nde de takımının başında kalmak istiyor. Üstelik maliyeti 5 milyon Euro’dan başlıyor. Daum’un, Almanya’da mutlu olduğunu ve sadece İstanbul’a dönebileceğini tüm yakın çevresi biliyor. Leekens, yıllardır ‘büyük heyecandan’ uzak çalışıyor, Fransa’da Marsilya ile tarih yazan Gerets kariyer ile ‘büyük para’ arasında sıkıştı. Camiada bu isimlerle beklentinin zirveye taşınması, ardından gelecek bir yerli antrenör için şimdiden baskı ortamı yaratıyor.
Serhat Demirtaş