Orta sahada kaybettik

2-1’lik skor dezavantajına rağmen dünkü maç Trabzonspor için iyi bir ‘güç testi’ fırsatıydı. UEFA Konferans Ligi’nin favorisiyle eşleşen Bordo-Mavililer, Akyazı’da kazanabileceği maçı ufak nüanslarla kaybettiği için ister istemez herkese ‘neden olmasın’ dedirtiyordu. Fakat İtalya’da çok daha konsantre bir Roma takımı vardı. Zaten Mourinho’nun sıfır rotasyonla sahaya ideal 11’le çıkması, işi ne kadar ciddiye aldıklarını gösteriyordu.

Bakasetas düşünce...

İlk maçın yıldızı Nwakaeme’ye bu kez ekstra önlem alan İtalyanlar, Hamsik’e de Trabzon’daki gibi kolay topla oynama fırsatı vermedi. Bu ikili kilitlenince Bakasetas’a ekstra yük bindi, Yunan yıldız gününde olmayınca orta saha hakimiyeti tamamen Roma’ya geçti. Cristante-Vertout-Pellegreni üçlüsü, hem savunmada hem hücumda net üstünlük kurdu. Tüm bunlara oyun içindeki kontrasyon kayıpları de eklenince, Roma ilk golü çok kolay buldu. Cristante, geri dönüşte eksik yakalanan Trabzonspor’a 20. dakikada cezayı kesti: 1-0.

Patricio’yu geçemediler

Her şeye rağmen ikinci devreye Trabzonspor çok daha istekli başladı, önemli fırsatlar da yakaladı. 48. dakikada Hamsik’in kornerinde Hugo’nun kafa vuruşunu Patricio müthiş çıkardı. 62’de Hamsik’in sert şutunu Roma kalecisi yine çok iyi kurtardı. 66’da ise Zaniolo, savunma arkasına atılan uzun topta Trondsen’e rağmen farkı ikiye çıkardı: 2-0. Roma’nın kulübeden giren yıldızı El Shaarawy, 83’te maça noktayı koydu: 3-0. Evet Bordo-Mavililer evindeki kadar iyi bir maç çıkarmadı ancak Roma gibi güçlü bir rakibe karşı, üstelik de dezavantajlı skorla deplasmana gitmelerine rağmen ‘acaba’ diye düşündürtmeleri bile bence önemli ve Trabzonspor’un neleri vadettiğinin göstergesiydi. Dün dünde kaldı, şimdi tamamen şampiyonluğa odaklanma zamanı.