MENÜ

Paradigma değişikliği federasyonları da etkileyecek (mi?)

Abone Ol Google News

‘Sporda da Paradigmalar değişecek’ yazıma gelen tepkilerden anlıyorum ki uzun zamandır maç ve hakem yazarlığına dönmüş spor yazarlığında insanlar farklı konulara da ilgi gösteriyor. Bir sporcunun hayalini süsleyen Olimpiyatların 2021’e ertelenmesi üzerine önümüzde karar vermemiz gereken bir çok konu var.. özellikle de seçimlerin ne zaman yapılacağı konusu önümüzde ki en önemli gündem olacağa benziyor! Ancak bu konuya gelmeden önce üzerinde durmamız gereken çok daha önemli sorunlar olduğunu düşünüyorum.. Sporda paradigma değişikliğinin en önemli ayağının federasyon yapıları olduğunu düşünüyorum. Sporun maddi ortamını hazırlama görevinde ki ‘devlet’ ile sporu yaptırma görevini üstlenen ‘federasyonlar’ arasında ki bağı iyice anlamalıyız. Bir başka deyişle aynı zamanda bir kamu hareketi olan federasyonlar ile sporun ana sponsoru devlet hangi hiyerarşi içerisinde olmalıdır? Yolları nerede ve nasıl kesişmelidir?

Haberin Devamı

Bunun cevabını ararken de elimin altında her zaman başvurduğum “Alıştırma Tekerlekleri” metaforunu kullanırım...

Haberin Devamı

Yeni bisiklet sürmeyi öğrenen çocuk ile onun düşmemesi için bir yandan endişe eden bir yandan da önlem alan baba arasındaki ilişkiye benzetirim.

Baba; iki tekerlekli bisikleti sürmeyi yeni yeni öğrenmeye çalışan çocuğun düşüp de bir yerini incitmemesi için arka tekerliğin iki yanında küçük alıştırma tekerlekleri kullanmasını isterken, çocuk ise bir an önce bunlardan kurtulmak istiyor.

Baba “hazır değilsin” diyor, o ısrar ediyor; bir inat, bir endişe sürüp gidiyor. Bir tarafta devlet baba diğer tarafta ise dizginlerine sığmayan “aceleci” genç girişimci. Ama çocuklardan kimisi alıştırma tekerleklerinden kurtulmayı hak edecek kadar başarılıyken kimisi hala alıştırma tekerleklerine rağmen hala bisikleti doğru dürüst süremiyor.

Burada Baba’yı olarak ‘Spor Teşkilatı’, çocuğu ise ‘ federasyonlar’ olarak düşünün!

Peki öyleyse devlet baba ne yapmalı?

“Çocuklarım arasında ayırım yapamam” diyerek hiç birinin alıştırma tekerleklerini kaldırmaya izin vermez ve her bir çocuğunun kaderini birbirine mi bağlamalı yoksa “hayır, başarılı olan ve becerikli çocuklarımın daha ileriye gitmesi engelleyemem” mi demeli..

Gerçekten zor bir durum..Bir yandan ileriye doğru gitmek isteyen çocuğa yeni bir yaklaşım oluşturmanız gerekirken diğer yandan da diğer çocuklarınızın performansını arttırmak için çözümler bulmanız gerekiyor. Yoksa çocuk 20’li yaşlara bile hala alıştırma tekerleklerinden kurtulamamış olur.

Kendi çocuklarımız için dahi bu kararları almakta zorlanırken bir yandan ülke gençliğinin ve ülke sporunun geleceğini ilgilendiren konu da devletin kamu hareketi olan federasyonlar için nasıl davranmalı?

Devlet; bir tarafta “gözetim” diğer tarafta “denetim” tekerleğini kaldırdığında bisikletin devrileceği de ortada.

Ama öte yandan yatay gelişmesinde (lisanslı oyuncu sayısının yüksekliği) önemli aşamalar elde etmiş ve dikey performansında da (uluslar arası rekabette) başarılı olmuş ve gelirlerinin nerdeyse yüzde 80’ini kendisini sağlayan o da bir elin parmağından daha az sayıdaki federasyonlar ile diğer tarafta hiçbir kategori de başarılı olamamış federasyonları aynı çuvalın içine koyarak mı değerlendirmeliyiz ?

Haberin Devamı

Bana kalırsa hepsini aynı çuvaldan çıkarmanın zamanı geldi. “Testiyi kıranla”, “testiye su taşıyanları” bir tutulmamalı. Başka problemler de yaşanıyor. “Başarısız federasyonlar başkanlarının tekrar göreve gelmeleri”, “kamu fonlarının yanlış kullanılması” gibi durumlarda devletin bir “sigorta maddesinin” olmayışı da yaşanan açmazlardan bazıları.. Freni boşalmış bir şekilde duvara toslamaya doğru hızla ilerleyen bir aracın kaza yapmaması için hem frene hem de sensöre ihtiyaç duyarız.

Ya federasyon duvara çarparsa? O zaman devlete düşen görev de; önleyici doktorlukta olduğu gibi hastalığı önlemek için tedbirler alması gibi federasyonların da duvara çarpmaması için çeşitli tedbirler alabilmeli.. Kaderimizi başarısız federasyon başkanlarının insafına bırakamayız! Bu aslında özerkliği de aykırı bir durum değildir. Aksine özerkliğin tanımı içerisinde devlete modern bir görev yükler. Yani modern devlet yol gösteren, yön veren ve denetleyen işlevini yapmak zorundadır. Her hangi bir federasyonun duvara toslamasında devlette sorumluluktan kaçamaz.Önümüzde bunu yapan Avrupa ülkeleri de var. Mesela, 1997 yılında İngiliz Atletizm Federasyonu’nun kötü mali yönetim nedeniyle feshedilmiş ve İngiliz Hükümeti’nin kontrolünde yapı oluşturulmuştu. Zamanla mali yapısı düzelen federasyon tekrar özerkliğini kavuşmuştu.İşte modern devletten örnek bir davranış..

Haberin Devamı

Göreve geldiğinde mevcut Türk sporu için ‘elbise dar ve demode’ diyen Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu’nun bu paradigma değişikliğinde en önemli sınavı federasyonlar ile ilgili düzenleme de verecek! Çünkü sporcuların oluşturduğu kulüplerin sağlıklı bir yapıya kavuşmasının yolu güçlü ve sağlıklı federasyon yapılarından geçer..

YORUM YAZ