Arama

Popüler aramalar

Daha çok devşir Türkiye!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Memleket gündemi gibi, sporumuzun gündemi de hızla değişiyor. Henüz 10 gün önce sona eren dünyanın en büyük spor organizasyonu Rio Olimpiyatları, sanki aylar önce yaşandı, bitti. Kıymeti kendinden menkul Süper Lig, Milli Takım, transfer haberleri gösterdi ki; bu topraklarda “Futbol tektir, diğer sporlar onun kulu ve elçisidir”.

Türkiye, 21 branşta 103 sporcuyla katıldığı Olimpiyatlar’da 5 güreş, 1 halter, 1 tekvando, 1 atletizm olmak üzere toplamda 8 madalya kazandı ve toplam madalya sıralamasında 34. olarak beklentilerin çok altında kaldı. Geçmişte olimpiyatların ardından “ne olacak bu durumumuz” konulu, madalya sıralamasında üst sıraları alan ülkelerin spora verdikleri önem üzerine birçok haber yapılırdı. Bu haberlerle başarının rastlantı değil, sistemli ve bilimsel yöntemlerle çalışmanın ürünü olduğunu, sanki bilmiyormuşçasına, yeniden fark ederdik. Bunun yanında Türkiye’deki altyapı-tesis yetersizlikleri, deneyimli teknik kadroların bulunmayışı, gençlere sporu sevdirecek olanakların yaratılamaması, eğitim sisteminde spor aktivitelerinin desteklenmemesi gibi tartışmalar yapılır; bir sonraki olimpiyatlara kadar konu kapatılır, her şey aynı tas aynı hamam devam ederdi. Bu defa ise olimpiyatlar daha bitmeden konu kapandı.

Devşirme başarılar

Ben, önceki olimpiyatlardan ders çıkarılacağını sanıyordum ki; başkaları başka dersler çıkarmış. Tesis ve altyapı yatırımı yapıp kendi sporcularını yetiştirmek yerine, başarılı sporcuların devşirme yöntemiyle TC vatandaşı yapılıp yarışmalara sokulması sistemli bir politikaya dönüştü artık. Mesela Rio2016 ’da Türkiye adına 9 branşta 29 devşirme sporcu yarıştı. Bunlardan 3’ü, güreşte Dağıstanlı Selim Yaşar (gümüş), halterde Türkmenistanlı Daniyar İsmayilov (gümüş) ve atletizmde Kübalı Yasmani Copello Escobar (bronz) madalya kazandırdı. Yani kazanılan esas madalya sayısı 5.

Aman!

Derdim sığ milliyetçilik yapıp, “onların kanı Türk kanı değil” demek değil. Haşa! Lütfen beni ırkçı kefesine koymayın!
Derdim, 20 milyonu aşan genç nüfusuyla bütün Avrupa ülkelerinden daha zengin bir insan kaynağına sahip Türkiye ’nin doğru dürüst, olimpiyat seviyesinde sporcu çıkaramaması (istisnalar hariç)...

Madalya olsun yeter! Mi?

Dünyada birçok olumsuzluk sıralamasında üst sıraları zorlayan Türkiye, birçok alanda olduğu gibi sporda da işi aslına uygun yapmayıp, emek harcamayıp “kolay yoldan köşe dönme” mantığıyla hareket ediyor. Başarı(!) tutkusu uğruna sporun ruhu ve gerçek idealleri ihmal ediliyor. Çünkü madalya için her yol mübah...
“Başka ülkeler de ‘devşirme formülüne’ başvuruyor ” dediğinizi duyar gibiyim... Ancak, genç nüfusu neredeyse yok olan bu ülkeler, spora her daim önem veren ülkeler olarak hep dikkat çekmişlerdir. Bizimkiler gibi yatırım yapmadan sadece devşirerek müsabakalarda var olmamışlardır...

Türkiye’de aktif spor yapan öğrenci sayısının yüzde 1 civarında olması ve spor alt yapısı mevcut okul sayısının azlığı, durumun vahametini özetliyor aslında. Futbol dışındaki sporlara ayrılan kıt finansal kaynakların, sporu geliştirmek yerine transferlere harcanması, spor politikasındaki ufuksuzluğun ve başarıya endeksliliğin açık bir göstergesi. Altyapı yokluğu, sadece finansal gerekçelerle açıklanamaz. Ekonomik durumu Türkiye’den daha kötü olan birçok ülkede planlama ve akılcılık, bu finansal açığın kapatılmasını sağlıyor.

Spor kültürü mü dediniz?

Örneğin 11 milyonluk nüfusu olan Küba, 50 yıldır maruz kaldığı ambargolara rağmen, olimpiyatlar toplamında kazandığı 79’u altın, 67’si gümüş olmak üzere 209 madalyayla en başarılı Latin Amerika ülkelerinden biri. Küba’nın başarısı, olimpiyat düzenlemek isteyen ve 20 milyon civarında genç nüfusu bulunan Türkiye’nin dikkate alması gereken bir durum olsa gerek.
Sürekli spor kültürü oluşturmaktan bahsediliyor. Ancak sadece başarı için, madalya için. Sporu bir yaşam biçimi haline getirmek ve sağlıklı nesiller yetişmesini sağlamak için değil...

O zaman ne demek lazım?

Sadece madalya için yürü Türkiye, daha çok sporcu devşir de gel!