Arama

Popüler aramalar

Akılda kalanlar...

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Geçmiş şampiyonaların unutulmaz anları arasında en çok konuşulanı, bir diktatörün milli takımını sahadan çekmesiydi...

Fransa 60

Çeyrek finalde İspanya ile SSCB’nin karşılaşması gerekiyordu. Ancak İspanyollar, maça çıkmadı. 25 yıl önce SSCB’nin İspanya iç savaşında kendisine karşı asker göndermesine kızgın olan İspanyol diktatör General Franco, takımın SSCB’yle maç yapmasına izin vermedi. UEFA; SSCB’nin doğrudan yarı finale çıkmasına karar verdi, onlar da Fransa’daki final turnuvasına katılıp şampiyon oldu.

İspanya 64

Euro 64 elemelerinde Arnavutluk da 2. tura doğrudan çıktı. Çünkü rakibi Yunanistan Arnavutluk’a gitmeyi reddetti. Bunun nedeni ise iki ülke 1912’den beri resmi olarak Balkanlar’da savaşıyordu.

Euro 64’te en büyük sürpriz, koca Hollanda’nın minik Lüksemburg’a 3-2 yenilmesi oldu. Ne zaman Lüksemburg’la oynasalar, yedeklerle maça çıkan Hollanda şaşkına döndü. Lüksemburglular daha da şaşkındı. Çünkü kaybedeceklerinden o kadar emindiler ki, kendi sahalarındaki maçı para karşılığında Hollanda’da yapmayı kabul etmişlerdi...

Euro 64’te ev sahibi İspanya finale çıkmayı başardı. Finalde karşılarında General Franco’nun 1960 yılında takımının oynamasını yasakladığı SSCB vardı. Ancak bu defa General Franco maçı tribünde izlemeyi tercih etti. İspanya maçı 2-1 kazanarak, Euro 64 şampiyonu oldu.

Yugoslavya 76

Euro 76’da tüm maçlar uzatmaya gitti. Çekoslovakya-Batı Almanya final maçında uzatmalarda da 2-2’lik sonuç değişmeyince, yazı tura atmak yerine ilk defa başka bir yöntem denendi: Penaltı atışları... Çekoslavakya 1976 yılında penaltılarla turnuvayı kazanan ilk ülke oldu. Eğer Euro 76’yı tek bir anla resmedecek olsak bu, Panenka’nın finaldeki penaltısı olurdu.

Fransa 84

Euro 84 eleme maçları sırasında Malta turnuvadan atıldı, ancak daha sonra geri kabul edildi. Çünkü Malta’nın sahalarından hiçbiri uluslararası maçlar için uygun değildi. İniş çıkışlarla dolu bir sahada oynadıkları konusunda misafir takımlardan gelen itirazlar sonucu, Malta’ya maçlarını ülke dışında bir sahada oynaması koşuluyla izin verildi. Hatta Hollanda, yapacakları maçı tarafsız saha yerine Hollanda’da oynamaları için Malta’ya para verdi.

Batı Almanya 88

1974 ve 1978 Dünya Kupaları’nı finalde kaybeden Hollanda, 1988 Avrupa Şampiyonası’nda gruplarda yenildiği SSCB’yi mağlup ederek zafere ulaştı. Hollanda, Gullit’in kafa golüyle maçta üstünlüğü yakaladı. Van Basten hala jeneriklerde gösterilen harika volesiyle, dönemin tartışmasız en iyi kalecisi Rinat Dassaev’i mağlup etti. Maçtan sonra Van Basten “O kadar yorgundum ki, yürüyecek halim yoktu. Topa ‘acaba olur mu?’ diye vurdum, gol oldu” açıklamasını yaptı ve golüne başka bir anlam kazandırdı.

Hollanda, Batı Almanya’yı yarı finalde mağlup ettiğinde, bu 32 yıldır Almanya karşısında kazandıkları ilk galibiyetti. Amsterdam ve Rotterdam’daki taraftarlar meydanlarda “Bisikletlerimizi geri aldık” diye şarkılar söylediler, dans ettiler... Çünkü Almanlar, 2. Dünya Savaşı’nda Hollanda’yı işgal ettiğinde bütün bisikletlere el koymuştu.

İsveç 92

Euro 92 elemelerinde İzlanda-Arnavutluk maçı için Arnavutluk’tan umutla yola çıkan futbolculardan bir kısmı Londra Havaalanı’nda hırsızlık suçlamasıyla tutuklandı. Sonunda yolculuklarına devam etmelerine izin verildi ve Euro 92 elemeleri nihayet başladı. Şoktaki Arnavutlar İzlanda’ya 2-0 yenildi.

Yugoslavya, şampiyonanın başlamasına 11 gün kala ülkede çıkan savaş nedeniyle diskalifiye edildi. Yugoslavya’nın yerine finallerden 10 gün önce turnuvaya çağrılan Danimarka’nın oyuncularının bir kısmı tatildeydi, teknik direktörleri Richard Mollerr Neilsen de mutfağını dekore etmekle meşguldü. Hazırlık dönemi geçirmeden, plajdan gelen oyuncularla bir takım oluşturan Danimarka’ya kimse şans tanımıyordu. Yarı finalde bir önceki şampiyon Hollanda ile karşılaştılar. Penaltılara giden maçta kaleci Schmeichel, 1988’in gol kralı Van Basten’in penaltısını kurtarıp takımını finale taşıdı. Danimarka, finalde Almanya’yı 2-0 yenerek, “Plajdan Gelen şampiyon” olarak tarih yazdı ve unutulmazlar arasına girdi...

İngiltere 96

Euro 96 elemelerinde San Marino’nun part-time kalecisi Benedittoni seyahat acentesi işlettiğinden sadece futbol oynamakla kalmadı, aynı zamanda takım otobüsünü de kullandı.

Türkiye, tarihinde ilk kez katıldığı bu organizasyondan golsüz ve puansız döndü. Ancak, Hırvatistan maçında, gole giden Vlaoviç’i düşürmeyen Alpay Özalan, memlekette çokça eleştirilse de UEFA tarafından Fair-Play ödülüne layık görüldü.

Belçika-Hollanda 2000

Galler Milli Takımı Teknik Direktörü Bobby Gould, idmanlar için lüks bir otelde kalmak yerine, oyuncularını Proscoed Açık Hapishanesi’ne götürdü. Böylece oyuncularına kendi ülkeleri için oynamanın ne kadar güzel bir şey olduğunu göstereceğini iddia etti. Ne yazık ki işe yaramadı, Galler turnuvayı pek iç açıcı olmayan sonuçlarla bitirdi. Gould, Galler İtalya’ya 4-0 yenildikten sonra istifa etti.

Portekiz 2004

Şampiyonanın açılış maçında da, kapanış maçında da Portekiz ile Yunanistan karşılaştı. Ev sahibi Portekiz 2 maçı da kaybetti. Kimsenin şans vermediği Yunanistan, oynadığı “sıkıcı” futbolla kupanın sahibi oldu.

Avusturya-İsviçre 2008

Şampiyonada oynadığı tüm maçlardan galip ayrılan İspanya 44 yıl sonra gelen kupayla sevinirken, 2004’ün şampiyonu Yunanistan sadece bir gol atarak puansız kupaya veda etti.

Şampiyonanın en önemli rengi hiç kuşku yok ki Türkiye oldu. Gruplarda Portekiz yenilgisinin ardından önce ev sahibi İsviçre’yi uzatma dakikalarında geçen Türkiye, ardından 48 yıllık şampiyonanın en iyi maçı olarak nitelendirilen Çek Cumhuriyeti maçında son 15 dakikada 2-0 geriden gelip 3-2 kazandı. Çeyrek finalde Hırvatistan ile karşılaşan Türkiye uzatmalara giden maçta 119. dakikada kalesinde gördüğü gole 122’de yanıt vererek inanılmazı başardı ve penaltı vuruşları sonucu yarı finale çıktı. Son dakika gollerinin takımı Türkiye, yarı finalde ise Almanya’ya son dakika golüyle yenilerek şampiyonaya veda etti.

Polonya-Ukrayna 2012

Euro 2008, 2010 Dünya Kupası, Euro 2012... İspanya, finalde İtalya’yı 4-0’lık farklı skorla yenerek, üst üste üçüncü büyük kupayı müzesine götürdü ve tarihe geçti. Vincente Del Bosque ise Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi’ni kazanan tek teknik direktör unvanını aldı.

Bakalım bir ay sürecek bu muhteşem şölenden bu defa neler kalacak geriye...