Akılda deli sorular

Haberin Devamı ›
Vitor Pereira, 2011-2013 sezonlarında Porto’nun başındaydı.
Josef de Souza, Porto’da 2011 sezonunda, yani Pereira teknik direktörken, ara transfer dönemine kadar toplamda 8 maç oynayıp Brezilya ekibi Gremio’ya kiralandı. Ocak 2013’te ise aynı kulübe satıldı. Arada geçen sürede Gremio ve Sau Paolo’da oynadı. Pereira’nın gelişi ile Fenerbahçe onu 8 milyon Euro gibi bir rakam ödeyerek aldı, Fenerbahçe’nin onun bölgesinde oynayan kalburüstü futbolcuları (Mehmet Topal, Raul Meireles, sonradan 7 milyon Euro’ya alınan Ozan Tufan) varken...
Abdoulaye Ba, Porto’nun 19 yaş altı kadrosundan yetişmiş bir isim. Pereira’nın olduğu 2011-2012 sezonunda kiradaymış, 2012-2013 sezonunda ise ancak ‘B’ takımda kendine yer bulmuş. Şu anda Fenerbahçe’de de kiralık, oynadığı süre Lig’de ve Avrupa’da 8 maç toplam 597 dakika.
Fabiano Riberio, 2012-2013 sezonunun başlangıcında, yine Pereira zamanında, 1.2 milyon Euro’ya Porto’ya transfer oldu, bütün sezon ligde sadece 15 dakika forma giydi. O da Fenerbahçe’de kiralık. Türkiye’de sıfır, Avrupa’da ise 3 maç oynadı sadece.
Teknik direktörlerin bazı futbolcuları, tanıdıkları için bulundukları kulübe transfer ettirmeleri sıkça karşılaştığımız ve anlaşılabilir bir durum. Ama burada iki soru var akılda: Birincisi, bu oyuncular neden Al-Ahli’ye ya da Olympiakos’a götürülmedi? İkincisi ve asıl önemli olanı ise, Pereira bu oyuncuları o kadar beğeniyorsa neden Porto’da hiç oynatmıyordu?
Taraftarı kandıramazsın
Pereira, Kadıköy’deki Torku Konya maçının ardından da ‘iyi futbol’ oynadıklarını söyledi. Hatta 3-4 gol atabileceklerini bile ekledi. Fenerbahçe’nin bu maçta gol dahil toplam 2 pozisyonu vardı oysa. Fenerbahçe’nin iyi futbol oynadığını düşünen tek kişi, aslında kötü olan futbola çözüm bulmak zorunda olan kişi: Pereira. Fenerbahçe’nin ligde 2 farkla kazanabildiği sadece 1 maç var (lig sonuncusu Eskişehir), Avrupa Ligi’nde ise yine sadece Atromitos’u (Yunan ligi sonuncusu) iki farkla yenebildi. “Kazanmayı biliyoruz” dersin, anlaşılabilir, “kötü oynasak da sonuç alıyoruz” dersin, o da olur. Ama hiçbir Fenerbahçe taraftarını “iyi oynuyoruz” diyerek kandıramazsın.
Bumerang
Bursaspor taraftarı, hafta sonu oynanan Beşiktaş maçında Gerard’ın Liverpool’da giydiği ‘8’ numaralı formayla ‘gönderme’ yaptı. Hani şu, 8-0’lık maça... Ama o maçta Beşiktaş’ın başında, şu anda Bursaspor’un teknik direktörü olan Ertuğrul Sağlam bulunuyordu. Bazı göndermeler bumerang gibi olabiliyor, dönüp kendinizi vurabiliyorsunuz. Bunun bir diğer örneğini de seneler önce yine bir Bursa-Beşiktaş maçında yaşamıştık. Yıllar önce Beşiktaş’ı yenen Bursaspor’da futbolcular maç sonu “Hesap görüldü” tişörtü giymişlerdi. O kadroda 3 de eski Beşiktaşlı futbolcu vardı. ‘Hesabını gördükleri’ olay da, 2004’te Ç.Rize-Beşiktaş maçının Beşiktaş’ın mağlubiyetiyle sonuçlanması ve Bursa’nın küme düşmesiydi. O maçta Beşiktaş’ın forveti kimdi dersiniz? “Hesap görüldü” tişörtü giyen Sinan Kaloğlu...
Hayırlısı
Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu geçen haftanın gündemiydi. Geçen hafta demiştim, yine diyorum: Aynı eylemi ben gerçekleştirsem, cezaevinden selam gönderiyor olurdum şimdi. Olayla ilgili olarak şu ana kadar herhangi bir kaynaktan herhangi bir bilgi ya da başvuru gelmediğini belirten Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı, inceleme başlatmış sonunda. Sonuç belli; gelecek yıl bu zamanlar soruşturma sonuçsuzlaşır,
Hacıosmanoğlu da PFDK’dan aldığı 280 günle kurtulmuş olur. Verilen ceza, manidar: 9 ay 10 gün... Bu süre, bir bebeğin anne karnında vücut ve beyin gelişimini tamamladığı, embriyodan ‘insan’a evrildiği süreçtir. Hadi bakalım...