Tek bir suçlu yok!

Son altı maçından sadece beş puan alabilen Galatasaray şampiyonluk şansını neredeyse mucizelere bıraktı. Zirve yarışındaki rakiplerinin yaşadığı puan kayıplarına rağmen aradaki farkı eritemeyen Sarı-Kırmızılılar için kalan sekiz maç için umutlu olmak zor. Her ne kadar alınabilecek 24 puan ortada dursa da sahadaki görüntü hayal kurmaya dahi müsaade etmiyor. Bu kötü gidişi sadece bir nedene bağlamak doğru olmaz. Yönetim, teknik heyet, futbolcular ve hakemler bu durumun ortaya çıkmasının etkenleri.

Israr olumsuz yansıdı

Devre arasında istediği transferlerin büyük bölümü gerçekleşen Fatih Terim’in formsuz olduğu bir gerçek. Kadro istikrarını yakalayamayan Terim, güçlenmiş kadrosunu da iyi kullanamadı. Tecrübeli teknik adam hemen hemen her maçta rotasyona giderken iskelet kadroyu oluşturamadı. Üst üste hata yapan ve form durumu her geçen gün geriye giden bazı oyuncularda ısrar edilmesi de takıma olumsuz yansıdı. Öte yandan performansı yükselen Kerem ve tecrübesinin yanı sıra takımın en teknik isimlerinde biri olan Feghouli gibi isimlerin yedek kulübesinden kurtulamaması takımın üretken olamamasına neden oldu.

Gerçekçi çözümler üretilebilirdi

Fatih hocanın çözemediği en büyük sorunlardan biri de sezon başından bu yana devam eden bireysel hatalar. Bu hatalar yüzünden neredeyse her hafta kalesinde gol gören Galatasaray çok önemli kayıplar yaşadı. Bu sorun anlık ve sadece oyuncu eksenli düşünülmeseydi daha gerçekçi çözümler üretilebilirdi.

Tatil rezervasyonları hazır

Geriye düştüğü maçları çeviremeyen ve yediği ilk golden sonra toparlanamayan Galatasaray’da oyuncular takım olmaktan çok uzakta. Yenilgiyi kabul eden, her türlü sonuca razı bir görüntü sergileyen sahadaki isimler takım ruhundan çok uzakta. Hedeften kopmuş, bir hedefe ulaşmak için çaba göstermeyen oyuncu topluluğu, bulunduğu durumdan hiç rahatsız gözükmüyor. Birkaç oyuncu dışında duruma isyan eden de yok. Çoğunun yaz tatili için rezervasyonlarını yaptığı kesin. Ligin en iyi kadrolarından birine sahip olan Galatasaray’ın bu kadar kolay teslim olması kabul edilir bir durum değil.

Cezada bonkör, kararda cesur

Fakat bu kabul edişte sezon boyunca kişiye ve takıma göre standart uygulayan hakemler ve TFF’nin de payı yok denemez. TFF, Fatih Terim’in her açıklaması sonrası ceza verme konusunda son derece bonkör davranırken, diğer kulüp mensupları için uygulamalar aynı olmuyor. Sarı-Kırmızılı oyuncuların en ufak hamlesinde kuralları uygulama konusunda cesur olan hakemler, aynı maçta aynı pozisyon rakibe yapıldığında farklı bir karar verebiliyor.

Standartları uygulamalılar

Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Son oynanan Karagümrük maçında 20. dakikada Lens’in, Yedlin’e yaptığı pozisyonda kırmızı kart çıkmazken Donk’un rakibine daha az tehlikeli müdahalede direkt kırmızı çıkarmaktan kaçınmadı Ali Palabıyık. Bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu konuyla ilgili ‘Tamam hakemler kötü de Galatasaray zaten kazanacak futbolu oynamıyor’ yorumlarını kabul etmek pek mümkün değil. Galatasaray iyi oynasa da kötü oynasa da hakem her maçta standartları doğru uygulamalı. Galatasaray’ın kötü oynaması ile hakemin kötü maç yönetmesi ayrı konular.

Galatasaray şu anda sahipsiz

Göreve geldiği günden bu yana diğer takımlarla ve federasyonla iyi ilişkiler kurmak için büyük mücadele veren Mustafa Cengiz ve yönetimi kendi camiası için aynı çabayı göstermedi. Hocası ve oyuncuları aldıkları cezalar sonrası kendilerini savunma konusunda yalnız kalırken, Cengiz ve yönetimi ‘beyaz sayfa’ açma çabasındaydı. Galatasaray Futbol Takımı belki de hiç olmadığı kadar sahipsiz durumda. Bu tablo da içeriye şahin dışarıya serçe olarak düzelemez. Galatasaray yönetimi her durumda hocasına ve takıma sahip çıkmalı.