MENÜ

Şimdi hesap görme zamanı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Şampiyonlar Ligi kura çekiminde Sevilla çıktığında doğrusunu isterseniz, bu eşleşmeden hiç hoşlanmamıştım.
Sevilla gibi iki sezon üst üste UEFA Kupası’nı kazanmış, üst düzeyde takım oyunu oynayabilen ama buna karşılık önemli yıldızları da olan bir takım ile karşılaşmak fikri beni ürkütmüştü.
Maçlar oynanınca gördük ki, Fenerbahçe ile Sevilla arasındaki boy farkını kapatan şey, bazı oyuncuların olağanüstü performansları oldu.
Uğur Boral’ın iki maçta da rakibin sağ kanadını oyuna çıkmaya korkar hale getirmesi, Gökhan Gönül’ün özellikle ikinci maçta, maçın çok başında sarı kart görmüş olmasına rağmen, Avrupa’nın en iyi kanat oyuncularından biri olan Capel’i sahadan silmesi, ilk söylenmesi gereken şeyler.
Deivid’in kendi ortalamasını çok gerilerde bırakan oyununun hem skor açısından katkısı hem de Alex’i rahatlatması da unutulmamalı.
Birçok eleştirmenin Kezman ile ilgili olarak Sevilla maçı sonrasında yazdıklarına da katılmadığımı belirtmeliyim.
Kezman, Sevilla maçındaki önemli isimlerden biriydi. Bir yandan rakibin iki stoperinin oyuna çıkmasını engelledi, diğer yandan özellikle Semih’in oyuna girişinden sonra çapraz koşularıyla rakip defansı oyaladı.
Sevilla’nın dakikalar ilerledikçe girdiği panikte bunun önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum.
Selçuk ve Aurelio da iki maçtaki performansları ile çeyrek finali getiren kilit isimlerden olmayı başardılar.
Volkan için ise ayrı bir paragraf açmak gerekli.
Maç başlar başlamaz yenen iki golde hatalı olduğuna kuşku yok.
Ama sonra kendisini çabuk toparladı. Bu toparlayışta, Fenerbahçe’nin muazzam mücadelesinin de rolü vardı elbette.
Fenerbahçe öylesine bir direniş gösterdi ki, neredeyse maçın 65. dakikasına kadar Sevilla’nın Fenerbahçe kalesini tutan doğru dürüst bir şutu bile olmadı.
Volkan, bunu iyi değerlendirdi. Kendini toparladı ve penaltı atışlarında da rakipleriyle “hesaplaştı”.
Bu sonuçtan sonra Zico’nun da stajyerlik süresinin sona erdiğini söyleyebiliriz.
Zico’nun sükûneti ve kendine güveni takımına da yansımış.
Şimdi en çok duyduğum soru şu: “Çeyrek finalde kimi istiyorsun?”
Doğrusunu isterseniz “kim çıkarsa çıksın fark etmez” diyemeyeceğim.
Bence Türk futbolu adına görmemiz gereken üç hesap var.
Biri İnter ile Fenerbahçe arasında, Milano’da oynanan maçın hesabı.
Diğeri Porto-Schalke maçının galip gelecek tarafı ile açık bulunan hesap. Birisi Beşiktaş ile diğeri Fenerbahçe’nin iki sezon önceki Şampiyonlar Ligi hesabı ile ilgili.
Ben derim ki, bu üç takımdan birisi çıksa da bir de yarı final maçı seyretsek, ne kadar güzel olur!

YORUM YAZ