MENÜ

Çözüm yolu

Abone Ol Google News

Beşiktaş attığı 44 gole karşı 12 gol yiyerek 32 gollük averaj elde etmişti.Fenerbahçe 40-10’luk yani 30 gollük averaja sahipti.Ateş-Güneş Spor ise 34 gol atarak, 8 gol yemiş ve averajı 26’da kalmıştı.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun ilk başkanı Yusuf Ziya Öniş tarafından Galatasaray’dan kopartılan futbolcularla 1933’te kurulan Ateş-Güneş Spor, dönemin siyasi çekişmelerinin merkezindeki futbol kulübüydü ve ne olursa olsun 1937-38 sezonunda şampiyon yapılmalıydı. Normalde averajla üçüncü olan takım için yeni bir averaj sistemi bulundu, “Atılan goller, yenilen gollere bölünecekti”.
Bu tepeden inme formülle 4,25’lik oranla Ateş-Güneş Spor şampiyon ilan edildi. Beşiktaş ise 3,66’lık oranla 3.olmuştu.

Haberin Devamı

Kulüplerden gık çıkmadı çünkü hepsi tek partili siyasetin mutlak kontrolü altındaydılar. Partililerin kulüp başkanı yapıldığı o yıllarda olimpik sporcuların da CHP’ye üye olma zorunluluğu vardı.
Aradan 75 yıl geçti. Ülkemiz, demokrasimiz, siyaset algımız çok değişti. O dönemlerin edilgen ve içine kapalı Türkiye’si bugünlerde dünyanın lider ülkelerinden biri olma yolunda kendi hinterlandı ve İslam aleminin lider ülkesi oldu ama futbol için aynı şeyleri söylemek mümkün mü?
Türkiye’nin en borçlu ve kötü yönetilen takımın başkanı “Kulüpler Birliği Başkanı” seçildi. İlk söylemi de teşvik ve şikenin küme düşürme ile cezalandırılmaması şeklinde.

Haberin Devamı

Türk Futboluna en büyük ekonomik katkıyı sağlayan yayıncı kuruluşun da perde arkasından desteklediği bu çözüm ile her sezon teşvik ve şike çantalarının motive ettiği takımların mücadelesi sayesinde rekabet tavan yapacak, bu heyecanın getirdiği reyting ve decoder satışları ile futbola aktarılan yüzmilyonlarca dolarlık destek devam edecek.Yayıncı kuruluş ve Kulüpler Birliği’nin ali menfaatlerinin hayata geçebilmesi için top şimdi federasyonda, ancak önce iktidarı, muhalefeti, tüm siyaset dünyasının bu yeni çözüme destek vermesi lazım ki federasyondan bir kıyak istenilecek zemin oluşturulsun.

Bu konuda Türk sporunun en önemli düşün adamları; Acun Ilıcalı, Rıdvan Dilmen, Şansal Büyüka ve diğer güzide spor insanlarımız lobi faaliyetlerini sürdürürken, futbol ve hukuk deyince akla gelen ilk isim olan ve son TFF kongresinde hukuku unutup, durumu kurtaran adam Levent Bıçakçı da işin yasal alt yapısını hazırlıyor.

Geçtiğimiz dönem TFF ve Kulüpler Birliği’nin baskısı ile çıkartılan ve bugün herkesin şikayet edip değiştirmeye çalıştığı kanunun metin yazarları ve fikir babaları sessiz, kapının ardına gizlenmiş herşeyin unutturulmasını bekliyorlar. 2012 UEFA “Financial Fair Play “ gündemi ile tekrar ortaya çıkacaklardır.Hazır artık kadroda işinin en iyisi bir “Makyör” de varken bu operasyonda başarı ile tamamlanacaktır.

Tüm hazırlıklar bir bitsin, gerisi kolay, tarihe bakın yeter. Ateş-Güneş’in hikayesi gibi toplar,böler, çıkarır bir çözüm üretilir, herkesin mutlu olacağı bir formül bulunur. Önce düşürülür, sonra çıkarılır, sonra da puan silinir, olur biter.

3 Temmuz’dan sonra Türkiye’de şike teşvik bir daha yaşanmaz diyenlere gülüyorum. Bu kulüpler, bu başkanlar, bu futbolcular,bu hukukçular ve bu medya, yani topluca bu sistemin aktörleri değişmedikçe, suçlular cezalandırılmadıkça , “Organize Futbol Örgütü” bu süreçten güçlenerek çıkar, işte o zaman seyredin şikeyi, teşviği, organize suçu, decoderi,marka değerini.

Haberin Devamı

Fenerbahçeli 41.000 kadın ve çocuğa

Fenerbahçe, 3 Temmuz’dan Avrupa’dan men kararına kadar yönetemediği süreci, o günden bu yana öylesine başarılı yönetiyor ki şapka çıkarmak lazım. 41.000 kadın ve çocuğun geldiği “cezalı” maçtan sonra bir dünya kulübü olduklarının altını kalın harflerle çizdiler.

Bedri Baykam gibi neye taraftarsa onu antipatik hale getirenlerin bir siyasi direniş olarak yansıtmaya çalıştığı bu organizasyon tamamen Türk kadınının sahiplenme duygusunun en güzel örneğidir.
Fenerbahçe formasını giyip maçına giden Defne, Kübra ve Mehmet siz sadece takımızı destekleyin. Yarı aydın, bazı kadın yazarların, “kadın ve aşk” uzmanı part-time futbol yorumcusu fanatik sosyopatların dediklerini dinlemeyin ve umudunuz kırılmasın, üzülmeyin.Sadece ve sadece adalet anlayışınızın, vicdanınızın, ahlakınızın ve manevi değerlerinizin önüne Fenerbahçe sevgisi de dahil olacak şekilde hiçbir şeyi veya hiç kimseyi koymayın. Khalkedon’un körler ülkesi değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin muhteşem bir ilçesi olduğunu unutmayın.Sizler, onlar gibi olmayın, siz geleceğimizsiniz.

YORUM YAZ