Başkan'ın kırmızı fonu

Haberin Devamı ›
Yılbaşı üstü Beşiktaş’ta herşey sütliman giderken şu Habertürk ekonomi servisi sinirimizi oynattı. Almedia ve birkaç futbolcunun transferinin başkanın cebinden değil de “gizli” bir fon tarafından finanse edildiğini iddia ettiler. Sayın Demirören de apar topar NTV Spor’a çıktı, konunun uzmanları Rıdvan Dilmen ve Fuat Akdağ eşliğinde iddialara cevap verdi. Bu açıklamalar üzerine, bende kendi adıma Sayın Başkan’a sorular sorayım...
Gizlilik anlaşması gereği “gizli fon”un Almedia transferi için Beşiktaş’a 2 milyon Euro vermesi neden İMKB’den de gizlendi? BJKAŞ hissedarları bu gizlilikten nasıl etkilendi? Bu anlaşma için Demirören’e “Taksim’e heykelin yapılmalı” diyen sihirbaz Hüsnü Güreli’nin BJKAŞ hisse senedi var mı? Varsa bu bilgiyi Güreli ile ne zaman paylaştınız? Habertürk haberi yaptıktan önce mi yoksa sonra mı? Almedia’nın kuvvetle muhtemel gelecekteki karlı satış beklentisi ile BJKAŞ senedi alan yatırımcı, satıştan gelen meblağın tamamının değil yüzde %55’inin Beşiktaş’a kalacağı konusunda eksik bilgiye sahip olması karşısında SPK’nın tavrı ne olur?
Bu tip fonlar özellikle İsviçre’de Arap ve Rus sermayesinin paralarını futbolcu menajerleri aracılığıyla değerlendirirler. Kendi oyuncu (özellikle çok genç yaşta olanları) havuzlarını oluşturup, “kuluçka alanı” olarak kullandıkları kulüpler ve kendi kontrollerindeki futbolcular ile yapılan özel anlaşmalar aracılığıyla sermayedarlarına kazanç sağlarlar ya da sermayedarlarını kulüp sahibi yaparlar.
Demirören, Almeida gibi bir transferi 2 milyon Euro’ya “gizli” fonlayacağına, son 7 yılda yapılan tüm transferleri kendi cebinden, açıktan fonlasaydı, karın yarısını kendi cebine, yarısını Beşiktaş’a bıraksaydı sihirbazı bilmem ama ben heykelini Köyiçi’ne kondurmuştum bile.
Tabata ve onlarca örneği gibi aldığınız fiyatın 4’te 1’ine satamayacağız futbolcuya açıktan ve Beşiktaş’ın kasasından 8 milyon Euro ödeyeceksiniz, Almeida gibi aldığınızın birkaç misline satacağınız adamı 2 milyona “gizli” fonlayacaksınız. Bu tip karlı işler için İsviçre’ye veya başka bir yere gitmenize, gizli anlaşmalara gerek yoktu. Böyle bir ihtiyacınız olduğunu Papermoon’da yüksek sesle dile getirseydiniz, %45-%55 oranı ile Almedia’ya 2 milyon yatıracak onlarca Türk sermayedar kulübün önünde sıra olurdu.
Demirören’in NTV Spor’daki açıklamalarında bazı eksikler vardı. Biz sormaya devam edelim...
Almeida, Sayın Başkan’ın birkaç kez telaffuz ettiği gibi 10 milyona satılmazsa ne olacak? Mesela Almeida, 3 milyona satılırsa, %55-45 oranına göre fon 650.000 avro zarar etmesi halinde “gizli” anlaşmaya göre kim zararı nasıl paylaşacak? Böyle bir zarar beklentisi yoksa Almedia’nın satış garantisi nereden geliyor? Almedia’nın menaceri bu “gizli” fonun finansörlerinden biri mi? Eğer öyleyse bonservisi Beşiktaş’ta olmasına rağmen oyuncunun fiilen satış insiyatifi menacerinde olmuyor mu?
Şimdi diyeceksiniz ki sana ne... Alan razı, satan razı. Beşiktaş tek delikli kuruş ödemeden Almeida gibi bir futbolcuyu hem oynatacak hem de bu işten para kazanacak, daha ne olsun? İyi de o zaman bu “gizlilik” niye?
Sorularıma cevap gelmeyecektir. Gelmesini de beklemiyorum. Hoş, başkan ne açıklama yaparsa yapsın kongre ve taraftar memnun. Onlar sahada yıldız görmek istiyorlar, ucuza hatta beleşe kombine kart ve biletlerle dünya yıldızlarını seyretmek istiyorlar. Bedelini kendi ödemedikleri eğlencenin finansmanı onların umrunda değil.
NTV Spor’daki programda futbolda şiddet konusunda İspanya ve Türkiye’nin arasındaki kültür farkı (ne demekse) ile ilgili başkanın yorumları vardı ki, Cem Yılmaz’ın reklam filmindeki gibi gerçekten “Eğitim Şart”.
Umberto Eco’nun dediği gibi “Dünyanın en kolay şeyi bir takımı tutmaktır.” İş böyle olunca, insanın içinden “Ey Beşiktaş taraftarı! Başkan daha ne yapsın sizi mutlu etmek için?” demek geliyor.