Hak mı hukuk mu?

Dikkat ettiniz mi konuşurken hukuktan hiç tek başına bahsetmeyiz, hakkı da yanına yamacına yerleştiririz mutlaka. O yüzden bunları yazmam gerektiğini düşündüm. Bugün bir Trabzonsporlu olarak değil, herhangi bir takımın taraftarı olarak yazıyorum.
Haberin Devamı ›
‘Şike olur da şikenin belgesi olmaz’ lafını defalarca duymuşuzdur çeşitli ağızlardan.
Şikenin belgesi olmazdı doğru, çünkü federasyonun ne telefon dinleme ne de polisin yürüttüğü operasyon büyüklüğünde operasyonlar yürütme yetkisi var. Maçlarda güvenliği sağlamak amacıyla bulunan polislerin masrafları kulüpler tarafından karşılansın tartışmaları devam ederken, federasyonun talebiyle polisin, yönetici ya da futbolcuları takibe almayacağı da gayet net bir durum. Sporda şiddet yasasının çıkması ve bu eylemlerin suç sayılması dolayısıyla biz de şikenin, teşvikin belgesini görür olduk nihayetinde...
Konu bu kadar büyük olunca ülke olarak komple tartışır olduk haliyle. Disiplin kurulu maddeleri gayet net, belgeler de gelince bu durumdan hangi kulüplerin ne ölçüde etkileneceğini hep birlikte göreceğiz.
Gayet net olan diğer maddeler de sporda şiddet yasasında belirtilenler. Asıl şiddetle tartışılması gerekenler de işte bu maddeler... Şike yapan bir kişinin 5 yıldan 12 yıla kadar ceza alması, bunu yapan yönetici ise cezanın yüzde elli oranında arttırılması caydırıcı mıdır? Evet. Peki, ne kadar mantıklıdır?
Katilin tecavüzcünün 5 bilemedin 15 sene yattığı ülkemde, suçlamalar doğru ise bir kulüp başkanı en az 60 sene ile yargılanacak. Bu size mantıklı geliyor mu? Her taraftarın tuttuğu takımın yöneticisinin de bulaşmış olması muhtemel bu şike ya da teşvik illeti yüzünden bugün bir kaç kişinin bu kadar ağır cezalar alma ihtimali sizleri de rahatsız etmiyor mu?
Haberin Devamı ›
Şöyle düşünelim;
Türkiye kupası veya şampiyonluğu elinden alınan ya da şike yüzünden takımı küme düşen taraftar olabilirim. Bütün bunlar bir kenara, oynadığım bahis kuponu şike yapılan bir maç yüzünden tutmamış bir futbolsever de olabilirim. Bir sabah uyanıp bütün bu olayları görüyor sinirleniyorum, hakkımı aramak istiyorum... Cezaları öğreniyorum... Sonra düşünüyorum; Bütün bunlara değer mi? Ben hakkımı alayım diye başkalarının hayatları hapishane koğuşlarında geçecekse ben kazandığım hakkıma sevinebilecek miyim?
İlk önce tartışılması gereken konu hukuki cezalardır. Sonra diğer her şey halledilir. Ben vicdanım rahat bir şekilde suçlular cezasını çeksin diyemeyeceksem ne anlamı var haklı olmanın?