Aslında ne oldu?

Haberin Devamı ›
Hayrettin Bey’in istifasına sevinenler de oldu üzülenlerde... Ben üzülenlerdenim... Başarılı bir yönetici olduğunu düşündüğüm için mi? Hayır... Hayrettin Bey’in yaptığı büyük yanlışları görmediğim için mi? Hayır... Peki neden? Belki de ilk defa bu kadar haklı olduğu için...
Bu olay sadece bir istifa olayı değildir. Bu olayı iyi bilmek, nedenlerini iyi anlamak Trabzonspor’un neden hep kendi ayağına kurşun sıkan bir kulüp haline geldiğini de anlamak demektir...
Şimdi kaseti biraz geri sarıp Nuri Albayrak’ın başkan seçildiği kongrenin öncesini hatırlayalım... Hayrettin Bey başkanlığa aday olacağını açıklamıştı... Yakın çevresi ile konuyu görüşüp destek turlarına başlamıştı ki, zaten desteğini almış olduğu bir arkadaşı da bir anda aday oldu... Kimdi bu arkadaş? İskender Önal...
İskender Bey aday olma sebebini camianın yoğun ısrarı olarak göstermişti... Israrlara dayanamadığı doğruydu fakat onun camia dediği aslında birkaç kişiydi: ortağı, sayın bakan Faruk Özak ve bir kaç arkadaşı...
Süreç Nuri Albayrak’ın başkanlığıyla sonuçlanırken Hayrettin Bey de ilk satışını yemiş oldu böylelikle...
3 sene geçti aradan... Yine bir kongre öncesi, Hayrettin Bey aday olacağını açıkladı... Trabzonspor dostu olan ‘birileri’ aday olmaması yönünde telkinde bulundularsa da başarılı olamadılar... Bu sefer kararlıydı Hayrettin Bey... Yalnız bir şekilde aday olmamayı kabul edebilirdi; Çok sevdiği, güvendiği Sadri Ağabeyinin aday olması durumunda ağabeyinin yanında görev alabileceğini açıkladı...
Sadri Bey’i ikna etmek çok da zor oldu denemez... Zaten ‘Ben başkan olursam doktora yaparım’ şeklindeki açıklaması bu konuda hem istekli hem de iddialı olduğunu gösteriyordu...
Yeni model her keseye uygun bir modeldi... Bu sayede Hayrettin Bey Sadri Ağabeyinin yanında asbaşkan olarak görev alacak hem de yönetim, ‘birilerinin’ kontrolünde kalmaya devam edecekti... Sloganda bu durumu çok güzel süslüyordu ‘camiada birlik beraberlik sağlandı...’
Sadri Şener yönetimi işte böyle doğdu... Ancak bu, Hayrettin Bey’in yiyeceği ikinci satışında başlangıcıydı aynı zamanda...
Sadri Şener yönetiminin işbaşı yaptığı günden beri özellikle Hayrettin Bey hep suçlanan taraf oldu... Tek adam olmak, kendi başına kararlar almak, çiftlik kurmak, eleman alımları ve daha birçok konuda haklı eleştirilere maruz kaldı...
Fakat istifanın asıl sebebi bunlar değildi... İstifanın asıl sebebini anlamak için Hayrettin Bey’in yaptıklarına değil yapmadıklarına bakmak gerek...
Hayrettin Bey, yönetim içindeki tartışmaları kapı kapı gezerek yerel gazetelere anlatmadı...
Hayrettin Bey, yerel internet siteleri vasıtasıyla çalışma arkadaşları hakkında aslı astarı olmayan iftiralar yaymadı...
En önemlisi de Hayrettin Bey, bir mali genel kurul öncesinde televizyona çıkıp içinde bulunduğu yönetimi suçlayarak, ‘mali açıdan geçer not alamayız’ şeklinde bir açıklama yapmadı...
Yani Hayrettin Bey yönetimde ne kadar yanlışlar yapmış olursa olsun, içinde bulunduğu ekibe ve Trabzonspor kulübüne zarar verecek eylemlerin dışında oldu bu 3 senede... Bu yanlışlara düşenlere karşı mücadeleyi de hiç bırakmadı. Yoruldu, yıprandı... En önemlisi de, bu mücadelesinde yanlız bırakıldı en başta da çok güvendiği ağabeyi Sadri Başkan tarafından...
Çünkü haklı olan Hayrettin Bey olsa da güçlü olan başkalarıydı...
Ve o başkaları, Şenol Güneşle yakalanan grafiğin devam etmesinden, eğer bir başarı gelecekse bunun mimarının Hayrettin Bey olmasından korktular... Sadri Başkan da çok alıştığı koltuğunu aralık ayında bırakmak istemiyorsa, güçlüden yana olmalıydı...
İkinci satış işte böyle bir satıştı... İstifanın sebebi de tam olarak buydu...
Yani kazanan ‘şimdilik’ birileri oldu...
Hayrettin Hacısalihoğlu’nu sevmeyenler istifasına sevinenler olaya daha geniş çerçeveden bakmalılar...
Camia içinde her zaman tartışmalar olmuştur ve olacaktır da... Trabzonspor iyi de kötü de yönetilebilir... Kötü yöneten gider daha iyisini yapabileceğini düşünen aday olur... Ne olursa Trabzonspor için olur. Kendilerini Trabzonspor’un sahibi sananlara göz yumulmaya devam edildikçe kaybeden, Hayrettin, o ya da bu değil; her zaman Trabzonspor olur...
İşte tam da bu yüzden bugün Hayrettin Hacısalihoğlu değil, Trabzonspor kaybetmiştir...