Zoraki Başkan
Haberin Devamı ›
Önce tablodan, somut rakamlar ve çarpıcı sonuçlar üzerinden yürüyelim. Fenerbahçe’nin son Divan Kurulu’nda açıklanan borç-alacak verilerden...
2012 yılına kadar tahakkuku yapılmış borç miktarı 159 milyon 972 bin 904 TL, 2012 yılına dek sözleşmesi yapılmış alacakların tutarı ise 353 milyon 550 bin TL. Yani 197 milyon Dolar fazla veren bir bütçe...
Üstelik 3 yıllık gelir tablosunda kombine kart, maç, loca ve isim hakkı gelirleri de dahil edilmemiş. Bir de o kalemler işin içine girdiğinde düşünün devleti ve milleti hortumlamadan üretilmiş ortak bir zenginliktir bu... Eskiden Güney Afrika ülkeleri gibi, sabah erken kalkanın darbeye yeltendiği, aday yumurtladığı günleri düşünün. Sonra kulüp kendi ayakları üzerindeyken ve tablo buyken, saklambaç oynayanları... Güler misin, ağlar mısın?
Aziz Yıldırım başkanlığa adaylığını açıklamadığı halde bir Allah’ın kulu medenice ortaya çıkıp aday olamadı. Futbol takımı yerlerde sürünürken hem de... Yani zemin istedikleri kıvama gelmişken...
Bunların bir kısmı yapılanlara saygılarından aday olmuyorlar, kabul... Ancak bu durum Fenerbahçe’deki muhalefetin çapsızlığını, güdüklüğünü, kofluğunu ortaya koymuştur çırılçıplak, dımdızlak sobelenmişlerdir. Vizyon, misyon ve proje üretmek yerine, eski usül kara propaganda ile boş muhalefet kısaca... Çünkü anlatacak bir şeyleri yok. Çünkü bir fikirleri yok. Çünkü projeleri yok. Çünkü cesaretleri de yok. Sadece medya üzerinden suyu bulandırıp, balık ve alık avına çıkarlar. Çünkü herkesi aptal zannederler. Hayal dünyasında yaşarlar, hâlâ insanları güdebileceklerini varsayarlar. Bildikleri tek muhalefet yöntemi de zaten budur.
Eee, proje masasında para harcamak, zaman harcamak, emek vermek gerekiyor. Oysa Fenerbahçe ismini kullanıp kumar oynatmak ve havadan para kazanmak daha cazip... Asıl utanması gerekenler, övünmesi ve övülmesi gerekenlere ‘utanın’ çağrısı yapabiliyor. Ve de “Benim 3 bin oyum var” diyerek, genel kurul üyelerinden değil de, sanki bir sürüden söz ediyormuş gibi saygısızlaşabiliyor.
Aziz Yıldırım işte bu nedenlerle ‘zoraki başkan’ konumunda... En bariz hataları ve yanlışları bile, kulübü bu zihniyete terk etmesinden daha vahim olamaz. Yoksa kendi başlattığı devrime en büyük ihaneti yine kendisi yapmış olur...