Zemin ayıbı!
Haberin Devamı ›
Kendi kendinin en amansız rakibi olmaktan bir türlü kurtulamayan Fenerbahçe, durduk yerde bir rakip daha üretti kendine; Saracoğlu’nun zemini...
Sahip olduğu teknik ayakları kendi evinde etkisizleştiren tuzaktan farksızdı yanıltıcı yeşillik. Top yuvarlanmıyor da, sanki sürükleniyor. Zemin değil de, oyunu ağırlaştıran top mıknatısı... Bu gidişle kış aylarında kumsala döner. UEFA Finali’ne kadar ‘ele güne karşı’ mutlaka fiyakalı hale getirilir de, o fiyaka Fenerbahçe’nin şampiyonluğundan daha mı önemli?
Neyse, geçelim. İkinci yarı öncesinde 10 günde oynanacak ‘resmi hazırlık maçı’ üçlemesinin ilk halkasıydı bu. Fenerbahçe’nin kupayı ne kadar önemsediği, sahaya tam kadro çıkmasından belliydi; Babacan hamlesi istisna...
Alex gibi ürkütücü ve etkili silahı geride prangalayıp, kendi elinle imha etmek, rakibe verilebilecek en büyük avans olsa gerek. Sarı-Lacivertliler hâlâ çok göstere göstere ve durarak paslaşıyor. Hal böyle olunca da oyun kendiliğinden ve gereksiz yere sıkışıyor. Güiza’nın hatları kopuk. Kazım kontrol ve kontör sorunu yaşıyor. Uğur mükemmeli üretmek için kendisiyle boğuşurken, güzeli ıskalıyor. Basit futbol ile yavan futbol arasındaki fark da ortaya çıkıyor. Gökhan çok iyi, Carlos en dinamik adam, ‘öndirek golcüsü’ Selçuk yine formunda, yarım Deivid bile iki kişilik işler beceriyor.
Gecenin mest eden hareketler zincirini Alex de Sonsuza çekiyor. Carlos da ona nazire yapar gibi orta sahadan kopuyor ve oyunu koparan mükemmel golü atıyor. Takımda biraz toparlanma var, ancak mücadele, yardımlaşma ve pozisyon kısırlığı hâlâ sürüyor.