Yok artık!
Haberin Devamı ›
Şimdi hepsi birbirine düştü. Herkesin kalibresi de, karizması da ortaya saçıldı. Bu durum Fenerbahçe’nin tezlerinin ne kadar haklı olduğunu da ortaya çıkardı.Türkiye’deki futbol ortamını güven erozyonuna uğratan, çifte standartları kör parmağım kör gözüne ‘pişkinliği’ ile uygulayan, kulüplerin parasıyla ulufe sistemine dayalı saltanat kuranları ‘kurtarıcı’ diye kutsayanlar utansın.Çıkar uğruna yıllarca göz yumdukları rezaletlere, yine aynı beklentiyle anında sırt çevirenlerin omurgasızlığına ne demeli?Bıçakcı federasyonunun Beşiktaş’ın kulüp binasında, Murat Aksu önderliğinde kurulduğunu bile bile, “Bu federasyonu Aziz Yıldırım kurdu” diye konuşup, yazanlar şimdi neden susuyorlar?Benim en çok merak ettiğim de Sayın Canaydın ile Sayın Demirören’in tavrı. ‹kisi de son derece memnundu Ulusoy’un kazanmasından. Hatta Ulusoy omuzlara alındığında Yıldırım Demirören’in nedense gözleri dolmuş, ağlamaklı olmuştu. Aynı duygusallıkla kazanılan kupayı da apar topar hastaneye götürmüştü.Her halde Türk futbolunun da, futbolseverlerin de bu sergilenen güzel ve anlamlı tablodan gözleri dolmuştur. Elimde değil işte fena halde merak ediyorum: Mesela son kongredeki görüntüyü veren kişi Aziz Yıldırım, bu duruşsuz duruşu sergileyen de Fenerbahçe olsaydı, kalemler ve kelamlar ne anlatırdı merak ediyorum.Sonra aynı Aziz Yıldırım, federasyon seçimlerinde onlar kadar taraf olsa kongrenin sonucu ve kalemşörlerin tavrı nasıl olurdu merak ediyorum.Özhan Canaydın’ın, Ulusoy’a verdiği sorgusuz desteği, niçin ve neyin karşılığında çektiğini çok merak ediyorum. Yıldırım Demirören ile Murat Aksu’nun, kongre konusunda nasıl bir uzlaşma sağlayacağını merak ediyorum. Yahu bize mi yanlış öğrettiler okulda ve meslekte anlamıyorum. Gazetecilik dediğiniz şey, doğru soruları doğru üslupla sorabilme sanatı değil midir? Doğru soruların gücü değil midir topun tüfeğin yıkamayacağı duvarları yerle bir eden?O halde neden kimse sormuyor, soramıyor ya da sorabilenler azınlık bile değil, merak ediyorum.Hadi doğruları soramıyorsunuz, en azından yanlışları doğru diye yutturmaya kalkışmayın da mesleğinize de, okurlarınıza da ayıp etmeyin. Bari siyasetle, hemşehricilikle gelip, el etek öpenleri ‘demokrasi’ kahramanı ilan etmeyin.Yok artık!