MENÜ

Yalancı sınırlaması!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Sözde ‘süper’ sıfatlı ligimizi teslim alan zihniyete, yıllardır ekranlardan, köşelerinden onları kutsama yarışına giren koca koca adamlara bir bakın. Bildiklerine susup, bilmediklerine iman edenler; en bayağı dedikoduları birinci dereceden tanıkmış edasıyla aktaranlar. Neredeyse sezon başlayacak. Transfer borsasında atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti. Ulusoy Federasyonu da haftalardır toplantı üstüne toplantı erteleyip, ‘yabancı’ konusunu ısrarla sürüncemede bırakmayı sürdürüyor. Futbolu yönetenler, hem futbolla hem de kulüplerle resmen dalga geçiyor. Dün bir kulübe karşı kol kola, sarmaş dolaş gizli geceyarısı toplantıları düzenleyip, şarap faslından sonra ‘gazamız mübarek olsun’ dileğinde bulunanlar, bugün kürsülerden birbirlerine öfke kusuyor. Ulusoy’un bu ‘zaman daraltan’ taktiği çok tanıdık. Aynı şeyi görevi Bıçakcı’ya devrettiği sene de yapmıştı. Naklen yayın ihalesini seçim gerekçesiyle neredeyse sezon başına kadar sarkıtmış, yayıncı kuruluşun rakiplerini de bu ince oyunla safdışı bırakmıştı. Çünkü ihaleyi alacak kuruluşun, altyapı hazırlığı için en az 2-3 aya ihtiyacı olduğunu herkes biliyordu. Kaldı ki malum yayıncı kuruluş bir önceki ihaleyi 600 milyon dolara aldığı halde, krizleri bahane ederek, kur sabitlemesiyle 300 milyon dolar ödemişti. Şu saatten sonra yabancı sınırlaması kalksa ne, kalkmasa ne? Kalburüstü ve bonservissiz futbolcular çoktan kapışıldı bile. Bundan sonra ancak ya sorunlu olanlar ya da hurdaya çıkanlar boşta kalmıştır ancak. Bu garip ve girift ilişkiler silsilesine kim sille vuracak merak ediyorum. Dün birilerini padişahlıkla suçlayanlar, aniden onun soytarılığına soyunabiliyor. Herkesin gözü başı bir tuhaf oynuyor. Taşlar ve saflar anında yer değiştirebiliyor. Kendilerini düşünenler ve futbol üzerinden rant beklentisi olanlar fırıldak gibi döner ve dönüşürken, gerçekten kulüp ve spor aşkıyla yola koyulanların söylemlerinde-eylemlerinde en küçük bir tutarsızlık yaşanmıyor. Spor medyasında birkaç kişi dışında kimse bunları konuşmuyor, hatta buna cesaret bile edemiyor. Her fırsatta Fenerbahçe’ye dalaşmayı görev edinenler, konu bunlar olduğunda çalının etrafından dolaşmaya dünden teşne. Türk futbolunun gerçek kurtuluşu, federasyonu ahbap çavuş ilişkisiyle parselleyen, kulüplere, ülke gerçeklerine ve sporun ruhuna yabancı olanlara getirilecek sınırlamadan geçiyor. Kulüplerin kurtuluşu da, günü, karizmayı ve çıkarını kurtarma adına, bu yalan düzene sığınan, iltica eden ve teslim olanlardan arınmaktan geçiyor. işin bir başka önemli ayağı da medya; O’nun kurtuluşu da, giderek gazeteciliğe yabancılaştığı halde etik ticareti yapmaktan da asla geri kalmayan kalemşörlerin defterinin dürülmesinden geçiyor. Sözün özü; kurtuluş yabancı değil, yalancı sınırlamasında.

YORUM YAZ