Arama

Popüler aramalar

Tekzip

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Fenerbahçe’de atlar arabanın gerisinde kaldı şu sıralar. Sürükleyici olması gereken takım, taraftar ve yönetimin verdiği mücadeleyi, devrimi sabote ediyor sanki.
Başkan FBTV’de büyük bir heyecanla “dünyanın en büyüğü” olma hedefini anlatıyor, futbol takımı ertesi gün Başkent’ten tekzip gönderiyor. Skorla değil; sahadaki mücadelesizlik ve ciddiyetsizlikle...
Kaybedilen iki şampiyonluk kirli düzenin çarklarını yağlarken, şakşakçılarının ve çanakçılarının da yağlarını eritmişti zaten. Bu sezon da kulübün geleceğini dinamitleyip, kanını emen rant kenelerinin semirmesine çanak tutuyorlar. Orada burada her yerde kıpırdak ve kıkırdak halleriyle konuşuyor bu yüzsüz yüzler. Fenerbahçe için hayatlarında bir kez olsun iyi rüya görmemiş, bir kez bile beyaz yumurtlamamış bazı adamlar da, yarayı kaşıyarak büyütme derdindeler.
Futbolda sürpriz sonuç yoktur, yalnızca 3 ihtimal vardır. Kolay rakip yoktur ve her maç her sonuca açıktır. Her maç zor maçtır ve her sonuç normaldir.
Ancak ülkede Fenerbahçe isen bütün normlar değişir. Rakiplerinden iki kat daha fazla koşmak, iki kat daha fazla mücadele etmek, iki kat daha fazla yeteneğini konuşturmak, iki kat daha fazla sinirlerine hakim olmak zorundasın mesela. Tabelada 5-0 geriye düşsen bile, mücadelede 5-0 önde olmaya mecbursun mesela. Mahkemeye hakimi yenmek için değil adalet için çıkılır. Zaten kimse de hakimi yenemez. Sahaya da hakemi yenmek için çıkamazsın, zaten yenemezsin de... Ama Fenerbahçe’ysen, futbol dışı bütün parametleri de hesaba katmak durumundasın. Bu da sürpriz değil.
Takımın yaşadığı sarsaklık ve futbol kekemeliği bir tek Aurelio ile izah edilemez. Genel bir kafa karışıklığı, el ayak dolaşıklığı hali var. Bazı futbolcular bırakın formasını ve kulubünü, bildiğini bile unutmuş. Yaptığı fahiş hataları kör parmağım gözüne misali ısrarla tekrarlayanlara çok ağır bir uyarı şart. Taraftarın bir kısmı kendisinin aydınlattığı düşmeyen kaleyi, kendi zindanına çevirmekle meşgul. Kendi eliyle yaptığı heykeli, kendi elleriyle parçalamakla meşgul. Islıklar ve yuhlar da, bu cinnet trafiğinin fon müziği...
Porto deplasmanı büyük bir fırsat. İyi değerlendirilebilirse silkelenişin ve dirilişin miladı olabilir. Fenerbahçeliler’in aksini düşünmeye bile tahammülleri yok!